SPOR VE TOPLUM
Sporun halkı etkilemede önemli araçlardan birisi olduğu, Antik Yunan’dan, Roma İmparatorluğu döneminden beri bilinen bir gerçek. İlk olimpiyatlardan tutun da arena ve stadyumlardaki birçok etkinliği tarihî devirlerin spor müsabakaları olarak değerlendirmemiz yerinde olacaktır. Bu tür programlar, bir taraftan geniş kitleleri bir araya getirerek hoşça vakit geçirmelerini sağlamakta diğer taraftan da yöneticilerin o geniş kitleyle buluşması için uygun ortamı ortaya çıkarmaktadır.
Çok erken dönemlerden itibaren sporun böylesi bir etkisi olduğunu deneyimleyen devletler ve yöneticiler, kimi zaman bu aracı doğrudan doğruya kendi yararları uğruna kullanmaktan da çekinmemişlerdir. Yaygın izleyici kitlesi olan futbol ya da basketbol gibi bazı sporlar, çok sayıdaki vatandaşın çeşitli alanlarda yönlendirilebilmesini de sağlamaktadır.
Her ülkede değişiklik göstermekle beraber ülkemizde en çok izleyicisi, en çok taraftarı olan spor malumunuz olduğu üzere futboldur. Özellikle üç büyükler diye bildiğimiz Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın taraftar sayıları, günümüzde herhalde on milyonları geçiyor. Bu taraftarlar arasında küçümseyeceğimiz sayıdaki bazıları için futbol ve kendi tuttukları takım, hayatlarının çok önemli bir bölümünü işgal ediyor. Kendi takımları ile ilgili gelişmeler, futbolcuların yaptıkları, kulüp yöneticilerinin açıklamaları ve elbette takımın başarı veya başarısızlıkları bu kişilerin günlerinin nasıl geçeceğini belirliyor neredeyse. Hal böyle olunca da rakip kulüplerin taraftarları arasında gerginlikler, sıkıntılar ve hatta ne yazık ki kimi zaman kavgalar kaçınılmaz duruma geliyor.
Tam da burada kulüp yöneticilerinin tavırları ve zaman zaman yaptıkları açıklamaların önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Herhangi bir kişinin konuşması yalnızca kendisini ya da çevresindeki birkaç kişiyi etkileyecektir ama milyonlarca taraftarı olan spor kulüplerinin yöneticileri konuştukları zaman durum bambaşka bir noktaya geliyor elbette. Dolayısıyla bu kişilerin sorumlulukları da birkaç kat artıyor. Son dönemde kulüpler arasında ve kulüpler ile hakemler veya federasyon arasında yaşananlara dair yöneticilerin açıklamaları ne yazık ki tatlı çekişmeleri, esprili atışmaları geçen bir boyuta geldi. Halbuki taraftarlar arasındaki gerginliği ortadan kaldırmak, sporun ahengine uygun davranışları teşvik etmek kulüp yöneticilerinin en önemli sorumlulukları arasında olmalı, diye düşünüyorum. Bu sorumluluk bilincinden uzaklaşarak yapılan açıklamaların, söylenen sözlerin sonucunda oluşabilecek sıkıntıların vebali, mevcut ortamı sakinleştirmektense daha da gerginleştiren yöneticilerin olacaktır.
Sporun centilmenliği, saygınlığı ve asıl amaçlardan birisi olan kardeşlik, arkadaşlık duyguları elbet gün gelip hâkim olacaktır. Yok yere düşmanlık oluşturmak hiçbir işe yaramayacaktır. Kulüp yöneticilerimizin de bu sorumluluk bilinciyle davranmaları temennimizdir.
Yorumlar
Kalan Karakter: