Bir seçim daha yaklaşıyor. Bugüne kadar kaç seçime tanıklık ettiğimi, kimi zaman haber yaptığımı hatırlamıyorum.
14 Mayıs seçimleri her an biraz daha yaklaşırken vatandaşlar olarak seçim atmosferine pek de girdiğimizi düşünmüyorum. Partililer elbette havaya girdiler, daha da girecekler. Onların heyecanı daha da artacak. Ama kenarda duran sıradan vatandaşların bazı sohbetlerinin ötesinde bir seçim atmosferi yok sanki.
Bu seçim sürecinde yerelde en azından şu an için yaşanan sessizliğin önemli bir nedeni de Kahramanmaraş’taki depremler oldu. Yaşanan felaketten dolayı siyasî partiler gürültülü kampanyalar yapmayacaklarını beyan ettiler.
Tüm bu sessizliğe ve seçim atmosferine girilememiş gibi görünmesine rağmen beni üzen ve korkutan bir durum var ne yazık ki. Farklı partilerin seçmenleri arasında her zaman mevcut olan ‘biz’ ve ‘onlar’ anlayışı, her geçen gün keskinleşti ve daha da keskinleşecek gibi duruyor.
‘Biz’ ve ‘onlar’, her geçen gün düşmanlığa doğru yol alıyor. Hiç kimse karşısındakiyle aynı görüşü benimsemek, aynı şekilde düşünmek zorunda değildir. Hatta aynı partiyi savunanlar arasında bile kimi görüş ayrılıkları olabilir, olmalıdır. Fakat son yıllarda taraflar sertleşti ve karşıt düşüncelere sahip vatandaşlar birbirlerinden neredeyse nefret eder duruma geldi.
Hepimizin birer oyu var. 14 Mayıs günü geldiğinde gidip tercihimizi sandığa yansıtacağız. Ancak unutmayalım ki seçim sonucunda hangi taraf üstün olursa olsun 15 Mayıs pazartesi günü bu ülke, yine bizim ülkemiz olacak. Farklı partilere oy veren vatandaşlar, yine komşu, dost, kardeş olacaklar. Bu düşünceyi aklımızdan çıkarmazsak keskin yönlerimizi törpüleyebiliriz belki. Şimdiden alınacak seçim sonucunun hepimiz için, ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: