Son yıllarda giderek daha öne çıkan küresel ısınma söylemi, yaşadığımız bölgenin mevsimlerinde de değişikliklerle kendisini iyice göstermeye başladı. Mayıs ayının son günlerinde halen ceketsiz evden pek çıkamayışımız, bu mevsimde yağışların devam etmesi ve hatta birkaç gün önce Manisa ve Turgutlu’da yaşanan kısa süreli yağış sonrasında hemen her yerin sel altında kalması herhalde başka türlü açıklanamaz.
Bilim insanları küresel ısınma ve etkileri konusunda son yıllarda giderek daha yüksek sesle konuşmaya ve devletler de bu konudaki tedbirlerini açık açık almaya başladılar. Fakat her şey için geç kalmış olma ihtimalimiz de var galiba. Yirminci yüzyılın ilk yıllarından itibaren kapitalist batılı zihniyetin kazancı her şeyden üstün tutan tavır ve politikalarının acısını bir kez daha tüm dünya olarak yaşıyoruz. Ne de olsa yaşanan durumun kökeninde doğanın kendimizden başka hiçbir şey düşünmeden harcanmış olması yatıyor. Umalım ki geri dönüş, normale ulaşmak yine de mümkün olsun.
Muhtemelen mevsimler, yirmi gün ya da bir ay kadar geriden geliyor. Şu anda çoktan yazın ilk habercisi denebilecek hafif sıcakların bastırması gerekirken sanki hâlâ nisan sonlarını yaşar durumdayız. Bazı meteoroloji uzmanlarının tahminlerine göre Batı Anadolu, temmuz ayı haricinde yaz aylarını da sıra dışı bir şekilde yağışlı geçirecek. Bu dengesizlik bizleri tarımsal alanda da ciddi sıkıntıya sokabilir. Umalım ki bu öngörüler doğru çıkmasın… Yoksa halimiz hiç de iç açıcı olmayacak. Belki de üretim politikamızı bundan sonraki yıllar için yeni koşullara göre adapte etmemiz gerekecek…
Yorumlar
Kalan Karakter: