KADER
Hayatın hangimize ne zaman ne getireceğini bazen öngörebilmemiz mümkün olmuyor. Hemen tüm dinlerde ‘kader’ adı verilen kavram, işte bu öngörülemezliğe dair inancı ve yüce bir yaratıcının tam da burada devreye girdiğini öne sürüyor çok kabaca bir anlatımla.
Kadere inanıyoruz elbette ama hayatımızın pek çok alanında yaşadıklarımız ve yaşayacaklarımız kendi seçimlerimiz doğrultusunda şekilleniyor. Hep verilen örnekler var bu konuda. Örneğin alkollüyken araç kullanan bir kişi, kaza yaparsa bunu körü körüne kadere bağlamaktansa kendi eylemiyle eşleştirmek daha doğru olmaz mı? Buna benzer yüzlerce örnek sıralanabilir arka arkaya.
Kendi hayatımızı çok büyük ölçüde kendimizin şekillendirdiğini unutmamamız gerekiyor. Eylemlerimizden kendimiz sorumluyuz. Şu anda yaptıklarımız, yarın yaşayacaklarımızı, gelecekte nasıl olacağımız şekillendiriyor çok büyük ölçüde. Evet, bazen öyle olaylar yaşıyoruz ki bunları şekillendirebilmemiz mümkün değil. İşte burada da inancımızdaki küllî irade ve cüzi irade kavramları giriyor devreye. O öngörülmesi mümkün olmayan olaylar, cüzi iradenin yani Allah’ın takdirinin sonucunda gerçekleşiyor. Diğerlerini ise tamamen bizler yaptıklarımızla şekillendiriyoruz.
İnsanoğlu, en ilkel dönemlerinden itibaren inanma ihtiyacı hissetmiş. Korkudan, bir büyük güce sığınma gereksiniminden, meraktan veya adına ne derseniz deyin içerisindeki o boşluğu doldurma arzusundan da diyebiliriz; hep inanma ihtiyacını duymuşuz var olduğumuzdan bu yana. Öngöremediğimiz yarınların nasıl şekilleneceğine dair merak da bununla birlikte mevcut olmuş her zaman. Kader dediğimiz mefhum tam da burada devreye giriyor bir bakıma. Bu konuda sayfalar doldurabiliriz rahatlıkla. Onlarca, yüzlerce kitap yazılabilir kadere dair. Bunlardan dolayı değil mi çocuklarımız için ettiğimiz duaların en önemlilerinden bir tanesi de, “kaderi güzel olsun” temennisi. Kaç yaşında olursak olalım, ne durumda olursak olalım bu temenniyi kendimiz için de tekrar edelim. Edelim ki kaderimiz güzel olsun.
Yorumlar
Kalan Karakter: