Tuncel Yılmaz

Yerel seçimleri ve bayramı arka arkaya geçirdik. Artık ülkemizin gündemini çok büyük ölçüde ekonomi oluşturacak. Bir yıl içerisinde gerçekleşen iki seçim, ekonomik tedbirlerin alınmasında, çeşitli uygulamaların hayata geçirilebilmesinde belli bir ölçüde engel oluşturmaktaydı. Artık onlar da bittiğine göre ülke asıl gündemine geri dönecektir.

Yerel seçimlerin ekonomik koşullar doğrultusunda sonuçlandığı, emeklilerin ve başka bazı kesimlerin tercihlerini bu şekilde kullandığı hep söylendi ve söylenmeye, yazılmaya da devam edilecek gibi görünüyor. Bir ülkenin zenginliği, o ülkede yaşayan vatandaşların yaşam standartları ile doğru orantılı olarak ölçülüyor. Bu açıdan bakıldığında ülkemizde sıkıntılar daha açık bir şekilde anlaşılacaktır ve son seçimlerin sonuçları böylelikle rahatlıkla okunabilir.

Zaman zaman hepimiz bazı istatistikler görüyoruz. Bu verilere göre son yıllarda Türkiye’de pastadan en çok payı alan üst sınıfın payı her geçen gün daha da artmış durumda. Ülke olarak büyüyoruz, ekonomimiz belki daha iyi seviyelere geliyor fakat bunu tabana yayamadığımız sürece sıkıntı sürecek.

Yapılan ne yazık ki bazı popülist uygulamalar sonucunda enflasyonu kalıcı bir şekilde düşüşe geçirmekten uzak kaldık. Birkaç yıldır da bunların ceremesini çeker durumdayız. Hükümet temsilcilerinin söylediklerinden, açıklamalarından anlaşılan o ki bundan sonraki seçimsiz geçecek yıllarda olması gerekene tamamen dönülecek; ‘acı reçeteler’ tadılacak. Öncesinde de ekonomistlerin hep belirttiği gibi maalesef acı reçeteler olmadan bu ekonomik koşulların pek düzeleceği de yok gibi duruyor. Ekonomi yönetimi bu anlamda kararlı duruşunu sürdürürse yine konunun uzmanlarının ifadesine göre bir, bir buçuk yıl içerisinde epey yol alınabilir. Bu süreçte canımız yanacak ancak canımız yanmadan da refaha kavuşma ihtimalimiz görünmüyor.