GÜNDELİK YAŞAMDA TEKNOLOJİ

İnsanlık tarihine bakınca teknik ilerlemenin birikimli bir şekilde gerçekleştiğine tanık olmaktayız. Başlangıçta kendisine kemiklerden, taştan aletler üreten insanoğlu, zamanla madenleri kullanmaya başladı. Mağaralardan saz çatılı evlere, kerpiç duvarlı kalelere uzanan bir şekilde kendisine yerleşim yerleri oluşturdu.

Amerika kıtasının keşfi ve o topraklardaki zenginliğin eski dünyaya taşınması tarihteki en önemli dönüm noktalarından birisini oluşturdu. Sonrasında süreç, endüstri devrimine ulaşacaktı. Çok uzatmadan söylememiz gerekirse İkinci Dünya Savaşı’nın ardından gelen yaklaşık seksen yıllık süreçteki gelişmeler, insanlığın ilk ortaya çıktığı günden itibaren yaşanan gelişmelerin belki de birkaç bin katını oluşturmaktadır. Birikimli ilerlemenin sonucudur bu doğal olarak.

Günümüzde teknik hepimizin yaşamında birinci sırada rol oynuyor. Bizler istemesek de, fark etmesek, hatta inkâr etsek de durum bundan ibaret. Sabah uyanmamızdan gece yatana kadar geçirdiğimiz her an tekniğin, teknolojinin esiri olmuş bir yaşam sürdürüyoruz. Gözlerinizi bir anlığına kapatıp elektriğin olmadığı bir dünyanın nasıl olacağına düşünürseniz söylediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Elektriğin olmaması, kullandığımız teknolojinin birden ortadan kalkması, kullanılamaz hale gelmesine neden olacaktır.

Einstein’ın söylediği belirtilen “bir sonraki dünya savaşını taşlar ve sopalarla yapabiliriz” cümlesi, bu açıdan bakıldığında çok daha anlamlı bir hale geliyor. Yaşamı kolaylaştırdığımız gibi teknolojinin marifetiyle ürettiğimiz silahlarla da kendi sonumuzu hazırlar gibiyiz. Her ne kadar soğuk savaş yılları geçmiş gibi görünse de dünyadaki egemenlik mücadelelerinin bitmeyeceğini de biliyoruz. Son birkaç yıldır yaşananlar da bunu gösteriyor zaten bize…