7 Eylül'e Doğru...!rnrn Salih Özbaran*rnrn rnrn 7 Eylül 2012 günü için meslektaşım, dostum Profesör Zeki Arıkan'ı Turgutlu'ya çağırmış, birlikte Halil Kale Fen Lisesi'nde günün önemi üstüne birer konuşma yapmıştık ve görsel malzemeyi paylaşmıştık. Ardından, Turgutlu Yankı için bir makale yazmış, öyle bir güne -belki de yaz rehaveti ya da üzüm hasat zamanı nedeniyle- ilgisizliğin bana verdiği acı ve teessür içinde şunları söylemiştim:rnrn "Turgutlu'yu var eden o kurtuluş günü yıldönümünde, hayretler içinde, çoğu boş kalan koltukların verdiği panik ve üzüntüyle içimi dökmüştüm. Canların yitirilmesi, binaların yanmasıyla sonuçlanan bir tutsaklık döneminden sonra, çok büyük özverilerle kurulmuş olan Cumhuriyet rejimine bir başlangıç sayabileceğim o günün 90. yıldönümüne duyarsız kalınmasını kendime yedirememiştim".rnrn Aynı duyarsızlığa bir yıl ardında da tanık olmuş, hükümetin ve yerel yönetimin gösterdikleri ilgisizliği, üzülerek, Kasabasanat dergisinde şöylece dile getirmiştim: rnrn "Burada, 10 dakikaya (haydi diyelim 15-20 dakikaya) sığdırılan ve birkaç sıradan ibaret cılız kutlama topluluğundan söz edecek değilim. Cumhuriyet, 23 Nisan ve 7 Eylül gibi ulusal bayram günlerinde Turgutlu'da yaşanmış olan coşkunun heyecanını yineleyecek de değilim: Küllerinden Doğan Kasaba Turgutlu kitabımda bu heyecanın, kıvancın, özgüvenin nasıl yaşandığını bir parçacık yansıttım. Binlerce, köyleriyle birlikte onbinlerce, Cumhuriyet yurttaşının nasıl alanlara ve yollara döküldüğünü belirttim. Benim 1940'lı ve 1950'li yıllarda tanık olduğum coşku ayrıca belleğimde saklı duruyor".rnrn 1930'lu ve 1940'lı yılların heyecan, coşku ve umut dolu kutlamalarını burada yinelemeyeceğim; sadece, yazıma ek olarak koyduğum ve 1956 yılında Sıtkı Cantekin (Foto Şen) tarafından çekilen tarihsel bir görsel malzemeyi tanık olarak göstermek yeterli olacak sanırım (Bu fotoğraftan beni haberdar eden Hüseyin Cantekin'e teşekkür borçluyum).rnrn Tarih bilinci, geçmişe ilişkin bilgileri ezberletmek ve ardından unutturmak amacı taşımaz. Bu bilgi dalı bizleri geçmişte dolaştırır ve bulunduğumuz konumu en güzel anlatıma götürmek ister. Onu bir çırpıda silip atamazsınız; hele gönümüzde Osmanlı İmparatorluğu özlemi içinde tutuşanlar veya öyle görünmekle politik ve ideolojik menfaat umanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilkelerini, erdemlerini, çağdaşlığa yönelen çabalarını inkâr edemezler. Etseler de akademik disipline sahip tarihçiler Cumhuriyet sürecinin kazanımlarını her zaman onların önlerine koyacaklardır. İşte 7 Eylül 1922 damgalı tarih Kasaba için böyle bir anlam taşımaktadır. Onu anımsatmak ve bugünlere gelinmedeki yaşamsal önemini canlı tutmak hükümet kadar, kaymakam kadar, Belediye Başkanı kadar tüm hemşehrilerimin görevidir. rnrn*Emekli tarih profesörü
Yorumlar
Kalan Karakter: