NEDEN ŞEHİTLER PARKI?
Mehmet Gökyayla
Şehirlerin bazı mekânları, simgesel niteliklere sahiptir. O şehirde yaşayan herkes buraları bilir, hemen herkes hayatının bir noktasında orada bulunmuştur ya da orayla ilintili bir şey yaşamıştır veya orası, buluşma mekânlarından birisidir. Turgutlu için örneğin Orta Park böyledir, Karpuzkaldıran Parkı, heykeller, Koza Pazarı böyledir. Yine bu yerlerden birisi de içerisindeki servi ağaçlarının kocaman bir mahalleye isim verdiği Şehitler Parkı’dır. 1970’li yıllara kadar hemen hiçbir yapılaşmanın olmadığı bu bölge, 50 yıl içerisinde çok büyük bir mahalle haline gelirken mahallenin ilçe merkezine bakan kısmında birkaç servi ağacının yer aldığı kesim, çok şükür ki bir park ve yeşil alan olarak kimliğini ve varlığını günümüzde de sürdürmekte…
Andığımız döneme yani 1970’li yıllara gelinene dek Turgutlu’nun güney sınırını tam anlamıyla İzmir-Ankara Karayolu oluşturmaktaydı. Hatta tabiri caizse sınır hattında yani Ankara Asfaltı üzerinde meskenler yoktu. Ev ve dükkânlar, büyük ölçüde daha kuzey kesimde, aşağıda kalmaktaydı. Selvilitepe’nin eteklerindeyse ta Çatalköprü köyünden buraya, hatta daha ilerilere, Atatepe yakınlarına kadar uzanan suyolundan gelen suyla çalışan bir değirmen mevcuttu. Muhtemelen 1950’li, 60’lı yıllara kadar orijinal işleviyle çalışan bu yapı sonraki yıllarda resim öğretmeni, ressam, heykeltıraş ve seramik sanatçısı olan Hayrullah Batmaz tarafından satın alınarak atölye haline dönüştürülecektir. Bina 1990’ların ilk yıllarında da belediye tarafından kamulaştırılmış ve yıkılıp burada bir meydan oluşturulmuştur.
Buraya kadar aktardıklarımız, yaşı yetenlerimizin bildiği, hatırladığı konular ama buraya neden Şehitler Parkı isminin verildiği ya da tepenin eteklerinde neden aslında mezarlıklarda bulunan, mezarlıklara dikilen kara servi ağaçlarının olduğu sorularının cevabı işin daha az bilinen tarafı gibi görünüyor.
Mahalleye ‘Selvilitepe’ isminin verilmesine vesile olan, Ankara Asfaltı’nın kuzeyinden, şehir merkezinden bakıldığında karşımıza çıkan tepedeki servi ağaçlarının varlığı, iki değişik nedene dayandırılmaktadır. Bu nedenlerin ilki Hüseyin Akgül’ün anlatımıyla şöyledir: “Beş Dedeler kesin tarihi bilinmeyen ama Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması sırasında bugün Selvili Tepe denen yerde çarpışma esnasında şehit düşmüş alperenlerdir. Başlarındaki beş selviden ancak ikisi ayaktadır. Bu beş şehit evliyanın yattığı Selvili Tepe, Turgutlu’nun Hıdırellez günlerinde en canlı mesire yeri idi.”[1] İkinci nedense bu tepelik alandaki park ve yeşil alana Şehitler Parkı ismi verilmesini ilkine göre günümüze daha yakın olaylara dayandırmaktadır.
Bilindiği gibi yaklaşık üç buçuk yıl boyunca Yunan işgali altında kalan Turgutlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk kumandasındaki Türk ordusu tarafından 7 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtarılmıştır. 30 Ağustos’taki Büyük Zafer’in ardından düşman, büyük ölçüde başıbozuk bir şekilde kaçmaktadır. Turgutlu’nun kurtuluşu esnasında veya hemen öncesinde yerleşim yerinin iki bölgesinde müsademeler yaşanmıştır. Bunların daha önce başlayanı, Hacı Zeynel Camii’nin birkaç sokak altında gerçekleşmiştir. Bir tarafta Arnavut Zeynel, onun bulunduğu alana yüz metre kadar mesafede de Grebo Hamza Çavuş ile akrabaları, kaçmadan önce Turgutlu’nun geri kalanı gibi bu mahalleyi de yakmak isteyen Yunan askerleri ile bir günden daha uzun bir süre çatışmışlardır. Onların bu çabaları sayesinde Küllük denilen bu bölge, yangından ve yok olmaktan kurtulmuştur. Turgutlu’ya bu yönden gelen Türk ordusunun öncü birlikleri, söz konusu grubun Yunan askerlerini bölgeden uzaklaştırmaları sayesinde herhangi bir çatışmaya girmek durumunda kalmamışlardır.[2]
Türk ordusunun 7 Eylül sabahı Turgutlu’ya girdiği ikinci yön ise şehrin güney kısmı olmuştur. Bu bölgede kaçmakta olan bir grup Yunan askeriyle Türk öncü birliği arasında küçük çaplı bir müsademe yaşanmıştır. Müsademenin yaşandığı bölge, mezbaha yakınlarıdır.[3] Bu çatışmada bir rivayete göre üç, bir rivayete göre ise beş Türk askeri şehit olmuştur. Savaşın sıcaklığı ve takip harekâtı hızla devam ederken şehitlerin cenazeleri, çatışmaların yaşandığı yerin hemen yakınlarındaki tepenin eteklerine defnedilmiştir. Kısa süre sonra da şehit mezarlarının yerlerinin unutulmaması için başuçlarına, mezarlıklarda da âdet olduğu üzere birer servi fidanı dikilmiştir.[4] Her ne kadar mezarların yeri unutulmasın diye başuçlarına servi fidanları dikilse de burada yaşananlar, günümüze gelinene dek hafızalardan silinip gitmiştir.
1994 yılındaki seçimlerde göreve gelen Belediye Başkanı Yasin Hoşbilgin, bu alanın manevî değerine yakışır bir hale gelmesi için gayret sarf etmiştir. O dönemde tepenin eteklerinde küçük teraslar oluşturulmuş; alanın peyzajı en baştan düzenlenerek tepenin üzerindeki düzlüğe de bir kafeterya inşa edilmiştir. Bu çalışmalar belediyenin kitap olarak yayınlanan faaliyet raporunda şu şekilde anlatılmıştır: “… Selvilitepe Parkı mezbelelikten kurtarılarak şelale havuzları, çay ocağı, çocuk oyun yerleri, dinlenme yerleri ve çevre düzenlemeleriyle doğal bir şekilde düzenleme yapılmıştır.”[5]
Tepenin eteklerinde oluşturulan teraslardan bir tanesine Osmanlı Devleti’nin kuruluş mitini sembolize eden bir çınar ağacı heykeli ile çevresine de tarihteki Türk Devletlerinin bayraklarının asılacağı gönderler dikilerek dönemin belediye yönetiminin ideolojisi doğrultusunda, mekânın manevî niteliği daha da öne çıkarılmıştır. Tepenin üst kısmından yamaçtan aşağıya doğru inşa edilen havuzlardaki suyun küçük şelalelerle hareketlendirilmesi de Turgutlu’nun girişindeki manzarayı daha güzel bir hale getirmiştir. İlerleyen yıllarda ise bu şelale sisteminin devir daim mekanizmasındaki sorunlar giderilemediğinden dolayı sistem devre dışı bırakılmak zorunda kalınmıştır.
Parkın ve kafeteryanın resmî açılışı, Turgutlu’yu ziyaret eden dönemin Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş tarafından yapılmıştır. Yapılan düzenlemelerin ardından bu alan, servi ağaçlarının varlığının da nedeni olan şehit mezarlarından dolayı Şehitler Parkı olarak adlandırılır. Yenilenmiş haliyle hizmete açılan Şehitler Parkı, özellikle 1990’ların sonları ve 2000’lerin ilk yıllarında önemli bir cazibe merkezi olmuş; özellikle sıcak yaz akşamlarında serinliğiyle tercih edilen bir mekân niteliği göstermiştir. Belediyenin bu düzenlemesi, bir zamanların Turgutlu’sundaki en önemli mesire yerlerinden birisi olan Selvilitepe’yi yeniden benzer niteliğiyle gündeme getirmiştir. Sonraki yıllarda ise özellikle Irlamaz Rekreasyon Alanı’nın devreye girmesinin ardından Şehitler Parkı, o birkaç yıl önceki şaşalı günlerinden nispeten uzaklaşmıştır.
[1] Hüseyin Akgül, Turgutlu Evliyâ ve Menkıbeleri, Manisa 1995, s. 22.
[2] Detaylı bilgi için bakınız: Mehmet Gökyayla, “Turgutlu’nun Millî Mücadele Kahramanları”, Millî Mücadele Döneminde Turgutlu, Turgutlu 2021, s. 88-93.
[3] O dönemde mezbaha, günümüzün İmam Hatip Lisesi’nin güney kısmında yer almaktadır. Mezbaha, 2000’li yıllara kadar burada varlığını sürdürmüştür. Daha sonra yıkılarak satılan mezbahanın arazisinde günümüzde Musal Evleri Sitesi yer almaktadır.
[4] Turgutlu Çevre İncelemesi adlı kitapta şehit cenazelerinin 1936’da buradan alınıp demiryolunun kenarındaki ebedî istirahatgâhlarına defnedildikleri ve mezarların üzerine de Şehitlik Abidesi yapıldığı belirtilse de anılan kaynaktaki bu bilginin doğru olmadığı anlaşılmaktadır. (Çevre İnceleme Komitesi, Turgutlu Çevre İncelemesi, İzmir 1965, s. 7)
[5] Turgutlu Belediyesi 1 Nisan 1994-1 Nisan 1996 Faaliyet Raporu, İstanbul 1996, s. 30.
Yorumlar
Kalan Karakter: