EGEUMUT Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Uzm.Dr. Hüseyin Mullaaziz, Ürtiker hakkında gazetemize bilgilendirici açıklamalarda bulundu. Uzm. Dr. Hüseyin Mullaaziz yaptığı açıklamada: “Çok çeşitli sebeblerle deri ve mikozalardaki küçük damarlardan çevredeki konnektif dokuya plazma sızması sonucu oluşan ve kısa süren şişlik ve kaşıntıyla seyreden bir hastalıktır. Tıbda ki ismi ürtiker olan hastalığın halk arasındaki yaygın ismi kurdeşendi. Eritemli ödemli deriden kabarık kaşıntılı papül ve plaklar tipik deri lezyonlarıdır. İsminin kökeni latince ısırgan otu anlamına gelen ''ürtika''kelimesidir.
İnsanların %15-20 si yaşamları boyunca en az bir kez ürtüker atağı geçirir. Klasik tibin dışında anjiyoödem, fiziksel ürtüker, kontak ürtüker ve ürtükeryal vaskülüt şeklinde tipleri de vardır. Klasik tipinde seyrine göre iki şekli ayırt edilir; 6 haftadan kısa süre içinde iyileşiyorsa ''akut'' ürtüker, ataklar 6 haftadan daha uzun süre boyunca tekrarlıyor ise ''kronik'' ürtüker olarak kabul edilir. Akut ve kronik ürtükerlerin ana klinik özellikleri ,tek tek lezyonların kalış süresi dışında ortaktır. Vücudun büyük bölümünü kaplayan, yaygın plaklar şeklinde veya sadece belirli bölgelerde lokalize olabilir. Akut tip çocuklarda ve genç erişkinlerde, kronik tip ise orta yaşta daha sık görülür. Akut tip atopik bünyeli kişilerde biraz daha sıktır. Kronik tip kadınlarda 2 kat daha sık görülür. Atakların sıklığı ve şiddeti değişkendir. Kronik tip aylar bazen yıllar boyunca tekrarlayan ataklar ile sürerek hastayı çok rahatsız edebilir. Ürtüker en sık gövdede olmak üzere vücudun her yerinde yerleşe bilir. Ataklar çoğunlukla geceleri ortaya çıkar. Lezyonlar bazen dev boyutlarda olabilir. Kaşıntı lezyonların ilk çıkışında daha şiddetlidir. Kaşıntıya rağmen eskoryasyon pek görülmez çünkü oguşturularak kaşınmaya daha iyi yanıt verilir.
Ürtikerin en belirgin histopatolojik özellikleri üstdermisde ödem yüzeyel damarlarda hafif genişleme ve bu damarların çevresinde eozinofil ve notrofillerin de yeraldığı hafif bir hücre infiltasyonudur. Bu olayı ortaya çıkaran ana madde histamindir. İmmunolojik, nonimmunolojik, fiziksel veya kimyasal çeşitli uyaranlarla dermisteki mast hücrelerinden bu madde salınıp ürtikeri ortaya çıkarır. Histaminin dışında başka mediyatörlerde ürtükerde rol oynar. Tedavide de birici ilaç histaminin etkisini nötralize edecek antihistaminikler kullanılır. Ampisilin immunolojik yolla ürtükere yol açarken, radyolojide kullanılan kontras maddeler, aspirin, kürar, polimiksin B nonimmunolojik olarak ürtüker yaratır. Lezyonlar genellikle 3-4 saat içersinde iz bırakmadan kaybolurlar .Bir plağın 24 saatten uzun sürmesi nadirdir, ancak başka bölgelerde yeni lezyonlar çıkmaya devam edebilir. Ürtüker tanısı genellikle klinik görünümle konabilir. Eritem multı forme, vaskülit, büllöz penfikoit, eritema anülare, wells sedromu, ürtikarya pigmentoza, kawasaki hastalığı, still hastalığı raşı ayrıcı tanıda düşünülmesi gereken hastalıklardır.
Tek tek lezyonların 24 saatten uzun sürmesi başka bir hastalığı düşünmemizi gerektir. Yapılacak kan tetkikleri dışında deri prick testi, petch testi, eliminasyon diyeti, oral pravakasyon tanıyı desteklemek için kullanılan yöntemlerdir. Akut ürtükerde çoğunlukla ilaç, gıda, gıda katkı maddeleri, enfeksiyonlar, böcek ısırığı ve sokmaları gibi nedenler bulunmaktadır. Bağırsak parazitleri stres sıkıntıda nedenler arasında bulunmaktadır. Bu tetkikler ve alerjenlerle oluşan ürtükerleri ortaya çıkarmak için yapılan deri prick testi hastanemizde uygulanan yöntemlerdendir. İlaç alınımından saatler sonra ürtüker ortaya çıkabileceği gibi bazen 1-2 hafta sonra dahi ortaya çıkabilir. Kronik ürtüker yukarıdaki nedenlerin dışında sistemik hastalıklar ve iç organ maligniteleri sonucunda ortaya çıkabilir. Bütün tetkiklere rağmen %70 -90 her hangi bir neden saptanamayabilir. Kronik ürtükerde alkol, aspirin, sıcak soğuk ve ekzersis gibi tabloyu alevlendirecek nedenlerden uzak durmak gerekir. Ürtüker yüzeyel olabileceği gibi derinde yerleşebilir. Derin dermis ve deri altı dokusu ve mukozolarıda tutabilir. Anjiyo ödem tarzında şişlikler oluşur. Göz kapakları, dudaklar ve genital bölgede de şişlikler oluşur, yüz tanınmayacak hale gelebilir. Bunun bir diğer riski şişlikten dolayı solunum yollarının tıkanıp hayati tehlike yaratmasıdır. Bu tablolar 30'lu 40'lı yaşlarda daha sık görülür. Tedavide deri altı adrenalin enjeksiyonu ve steroidlerden yararlanılır. Klasik tedavide antihistaminiklar birincil ilaçtır. Sonuç alınmadığı durumlarda H2 blokeleri birlikte kullanılır. Anti deprasanlar venonsteroit anti infilamatorlar kullanılır. Steroit ve ımmun baskılayıcı ilaçlar son seçenektir.
Dermo grafizim ürtükerin bir şeklidir. Basınç altında kalan bölgeler şişer, avuçlar ayak tabanları, çamaşırların lastikli kısımlarının basınç uyguladıgı bölgelerde kabarıklıklar oluşur. Soğuk ürtükeri soğukla karşılaşıldığı zaman ortaya çıkar. Tanı için kolun iç yüzüne buzla soguk uygulanır, kabarıklık oluşmuşsa tanı konmuş olur. Kolinerjik ürtikere gelince mast hücrelerinin asetil kolinle uyarılmasıyla ortaya çıkar. Lezyonlar küçük küçük ve yaygındır. Egzersiz, sıcağa maruziyet, sıcak gıda alımı, ateş yükselmesi bu tipte daha çok rol oynar. Gebelik dönemlerinde özellikle 35. ve 38. haftalarda görülen, başlıca karında yerleşen polımorf leyonlar ile seyreden aşırı kaşıntılı bir dermatozdur. Çoğunlukla ilk gebelikte olmak üzere gebelerin % 0,5 – 1' inde görülür. Tedavide topikal losyonlar ve sedasyon yapan anti histaminikler kullanılır. Mecbur kalındığı durumlarda steroitlere başvurulabilir.” İfadelerini kullandı. Gonca ÖZKAN FİDANCI
Yorumlar
Kalan Karakter: