Turdak’la Buca Belenbaşı’ndan Kaynaklar’a
Turdak Dağcılık Kulübü etkinlik listesini zenginleştiriyor. Bu Pazar Buca, Belenbaşı- Kaynaklar arasındaki doğa harikası yeni bir parkurda ter attılar. Kulüp sporcularından Ali Aybal, etkinliği şiir tadında gazetemize anlattı:
“Turgutlu’dan sabah ezanı ile yola çıktık. İzmir çevre yolundan Kaynaklar kavşağından sağa dönüp Bir saat sonra yürüyüşümüzün başladığı Buca’ya bağlı Belenbaşı'da Gözleme yemedeydik. Sıcak çay kokusu; fokur fokur! Yan tarafta gözlemeci teyze Ocağın başında oturur. Kahvaltıyla gelenler çıkınlarını açtı. Benim gibi "yediydim diyenler"in Gözü hepten açtı. Kahvaltı yapsam da O orada kaldı. Bir bardak çayın yanına Bir gözleme alsam Fena olmazdı. Birazını böldüm Celalettin "Baba"ya verdim. "Al, biraz daha şişin" dedim. Az sonra yola koyulduk. Rehberimiz kimdir? Diye Baba'ya sorduk. İzmir'den iki dağcı arkadaşımız Şu giden yeşilli. Bir de yanındaki eşi Akın ve Esin adlı kişilerdi. Köyün içinden geçiyoruz. Sağımızda bir köpek Sanki Ana Tanrıça Kibele gibi İki yavrusundan biri Bizimle seyahate meyilli. Az ilerde sağ yanda Çitin üstünde Baba köpek yaşardı... Yönü bize dönük Selamları vardı. Yavru köpeğin yoldaşlığı Babasına kadardı. Az sonra tarlalardayız. Solumuzda bir tavuk çiftliği. Çiftlik dedimse Öyle geçerken yanından Tıkamaya kalkmayın burnunuzu falan. Bu çiftlik başka çiftlik; Hepsi geziyor mutlu mesut Zeytin ağaçlarının gölgesi Yaz gelince hepsinin gözdesi. Kışın yağmurda, karda Girersin içeriye Isınırsın orda. Karnını da doyurursun. Nasıl olsa Boldur mısır, mutfakta. Az sonra çamurlu bir tarla Küçük bir dere sonrasında Ver elini çamlık derya. Sol yanda taşlardan örülü Bir kuyu var ya. Dibini görmek ister "Baba". İçine düşerim diye korkmadan Bakar da bakar aşağıya. Hoş düşse de sığmaz ya.Arkada kaldılar, bundan da. Etrafta sade çam ağaçları yoktu. Kozbeyli'deki dağ çileklerinden Burada da çoktu. Biraz azalmışlar ağaçta. Gözü aç olmayana Yeter de, artar da. Kısa bir çıkıştan sonra Sola dönüp inmeye başladık. Herkesin ense traşlarını Bir güzel fotoğrafladık. Hava yağacak gibi değilse de Ancak ısınmaya başladık. Arada çamlardan yukarı baktık Gökyüzündeki bulutlarının Manzarasını da fotoğrafladık. Yol kenarlarındaki çileklerin İfadesini de unutmadık.
Bir küçük dereden Karşıya atladık. Tekrar yukarı sardık. Az sonra da Bir çeşme başındaydık. Az az aksa da Gönlü boldu çeşmenin. Önündeki aharın (su yalağı) İçi doluydu su. Kim bilir kaç hayvana Can suyu olmuştu. Ağaçların altında Toprak yolun kenarında Bir tablo duruyordu. Bu tabloyu bozan Etraftaki çöplerdi. Bir plastik şişe Suya batık çıkmakta. Sanki burada olduğuna Pek de pişmandı. Onları buraya atanların Ne yazık ki Hepsinin adı; insandı. Anladık ki burası Birinci meyve molası. Arkasından sular içildi. Boş şişeler için Çeşme başına geçildi. Yolcu yolunda gerekti; Kısa bir çıkıştan sonra Kestirme yol tercih edildi. Yukarıdaki toprak yola Kısa zamanda geçildi. Bundan sonrası nasıldı Ah bir hatırlasam; Bilsem de bilmesem de Her taraf yemyeşildi. Yaprağını döken ağaç Nerdeyse yok gibiydi. Sola doğru yol aldık Biz arkada kalanlar Karşıya geçiliyor sandık. "Açıkgözlük yapalım Hemen dereden atlayalım En önde olalım." Diye düşünmüştük. Düşmeden karşıdaydık Vardık ki; yine en arkadaydık. Bir zamanlar demir ağlar İle örmüşlerdi yurdumu Ormanın da her yanını Toprak yolla donatmışlar. Orman katliamı falan değil bu. Bir orman yangınında Ormanı korumuşlar. Sağa yukarı tırmandık. Az sonra yine Bir yol ayrımındaydık. Yardımcı Baba Hamza Baba Dedi ki: "Arkadaşlar mola verelim burada Üç dakikalık sessizlik molası Ormana saygı molası". Hepimiz yere çöktük; Birer cansız mankendik. Arı bile soksa kıpırdamazdık. Sadece arada gazetecilerdi sanki Fotoğraf için kımıldayanlar. Aaaaaa! aaaaaa! aaaa! Bu sesler ne yaaa! Sağ taraftan ilkin Bir kuşun cigurruuuk! Sesi geldi kulağıma Sol yandan bir kuş Cevapladı cıv cıv cıv cıv! Karşı çatal yol tarafındakinin sesi Diğerlerine karıştı gitti. Cuk cuk cuk cuk Viv viv viv viv Fucurrr! Çur çur çur çur Beş on yirmi... Yaav! kaç tane kuş varmış ormanda. Sessizliği bir eşekarısı bozdu Yar Doç (Yardımcı baba) Hamza'nın kulağına Musallat oldu. Zaten de üç dakika da doldu. Sağ çatala değil Sol çatala yöneldik. Dedik ya her taraf orman yolu. Sağ kenarda bir çeşme daha Gördük müydü... Evet evet yolun sağında Bir çeşme gördüktü. Bunun da suyu azdı. Manzarası daha da azdı. Sola döndük. Biraz daha sola doğru, Dağın eteğine yay çizdik. Yay çizen biz değildik Orman yoluydu. Belki bu nedenledir Zirveye yeltenemedik. Toprak orman yolu ne güzel Aman asfaltlamaya kalkmayın Biraz da eskiyi hatırlayın Şerife Bacı'nın Kastamonu Cephane yolunu... Yorganı bebeğe değil de Cephaneye örten bacıları hatırla. Her bacıyı da, Şerife Bacı sanma. Sakın çocuğum; Sen hiç kanma Ben bunları düşünürken dalgın; Önden gidip duranların Bir çeşmenin başında Mola aldıklarını, anladım. Bodrumlu bir hayırsever Altına da yazmış çeşmenin "Çevreyi Temiz Tutalım" diye. Arkadaşların bir kısmı Karşıdaki kayalıklarda; niye? "Fotoğraf çekilip Fiyaka atalım" diye... "Zongulu" muydu bu kayaların adı. Ya bu çeşmenin adı; Kim bilir nasıldır suyunun tadı?
Anlamak için susamak gerek Susamak için Temmuz'un harı. Mola sonrası yoldayız. Biraz iniş olunca hoşlardayız. Dereyi geçenler dönünce sola Dizilmişler boncuk misali Biz arkadakiler; fotoğraflarız. Solumuzdaki vadi Tam bir eko sistem misali Fotoğrafçı için bulunmaz bir tuval Çek babam çek. Işık desen, Sürreal/ Gerçeküstü. Bir süre sonra kestirme diye Ara yolu tercih eden biz Baktık ki yanlış yerdeyiz. Hemen geri dönüp Yanlışta ısrar etmeyiz. Bildik yoldan; Yukarıdaki kayaların altındayız. Bu kayaların da bir adı olmalı Buralı kimi bulup da sormalı. İlginç kayaların altından Sola dönüyoruz. Yine bir çeşme başında Mola veriyoruz. Bu çeşmenin suyu daha fazla Yemeğe başlıyoruz hazla. Benim yemeğim belli standart Yarım ekmek arası ton balık İçine yarım soğanı doğramazsan Olmazsa olmazı, ya kokarsa... Uzandım bir pürene Gel keyfim gel diyene. Aç olana, kuru ekmek helva Tam bir ısırık alırken evvela Babanın sesi geldi "Son beş dakika." Tam diyecekken "Eben cebi"diye Saygıda kusur etmedim Sustum, ısırığımı çiğnedim. Sonraki beş dakkada Herkes gibi Ben de hazırlandım. Çöplerimi topladım. Bundan sonrası hep iniş gibi Sola değil, sağa döndük. İzmir'in katlılarını gördük. Beride çamların altında Bir büyük köy var "Acaba neresi" dedik. Hızla inerken aşağı Sağda solda pikniğe gelenleri Öncekilerin bıraktığı çöpleri Özel olarak getirilip Bırakılan atıkları... Uyanmazdık rüyadan Görmeseydik sıradan. Köye ineriz birazdan Demeye de kalmadı; Sol taraftaki örme duvardan Fışkırmakta sular, durmadan. Az sonra öğrendik; Kaynaklar'dı köyün adı. Demek, adı bundandı.
Sağ yanda bir çeşme Önünde yazar "Dağcı H.Emrah Çeşmesi" Az aşağıda bir heykel Sırtında çantası, elinde asası. Kayalarmış evi hülasası. Hiç tarife gerek var mı Bu heykel onun olmalı Çeşmede yazılıydı adı. Kim bilir bu köyden miydi? Değilse de geldiğimiz Dereleri, tepeleri Bilirdi adıyla bir de kayaları Üzüldüm, genç yaşta yitirmişiz 32 yaşında, çok genç değil mi... Buradan aşağıya camiye kadar Bir bir dizilmiş satıcılar Keşkek de var kazanlarda. "Baba" nerde yeme var iyi bilir. Bir tabak tavuk etli keşkeği Almış eline, beni de buyur edir. Yağsız tarafından yedim "Al dedim, kalanını sen bitir Göbeği biraz daha şişir" İçimden dedim; Dediğimi kim bilir. Caminin yanına inip Fotoğrafını çekeyim dedim. Abooo! Bunlar da ne... Birkaç tane asırlık çınar Hele bir tanesi var. Çevresi tam On beş metire kadar Tevellüt tam bin yıl "Kunduracı Çınarı Tabiat Anıtı"ymış adı. Az daha önce doğsaymış Sezar'ı da görürmüş belki. Ama kim düşünmüşse Dayanak olsun diye bir koluna Destek yapmışlar demir boruyu Sadece boru mu... Daha neler var üstünde. Düz boruya tırmanan bir kız Sanki çınara değil. Yanında ablası Bir kızla bir de anneleri Bir aile sanki. Burası bir aile parkı. Vardır diğerlerinden çok farkı. Sadece bu değil; Birkaç tane daha var Asırlık çınar. Belenbaşı'dan başladık Yürüdük İzmir'in dağlarına On bir on iki kilometrelik Sanki bir çelenk taktık Çelengin diğer ucunu Kaynaklara bağladık. Biz o gün kırk beş kişi Çocuklar gibi şenlendik. Emeği geçen herkese Çok teşekkür ettik.”
Turdak önümüzdeki Pazar yine yeni bir parkurda, Buca, Kurudere köyü ile Manisa Gürle Köyü arasında doğada olacaklar
Yorumlar
Kalan Karakter: