Turdak; Erciyes Dağına Tırmanış gerçekleştirdi.

Turdak; Erciyes Dağı'na tırmandı

TURGUTLU Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübünden 15 kişilik  gurup Nevşehir ve Kayseri gezisinin ardından 3917m. rakımlı Erciyes dağına tırmandı.                                                

Turdak'ın etkin üyelerinden ve “Zirveye kadar tırmanan” Ayten Alıngan gazetemize etkinliği anlattı;  “16 Ağustos akşamı Turgutlu’dan çıkış yaparak gece boyunca yolculuk yaparak 17 ağustos Perşembe günü  sabah saatlerinde Aksaray’ı da geçerek Mamasın baraj gölü altında piknik alanın da kahvaltımızı yaparak “Ihlara”  vadisine “Belisırma” bölgesinden girerek hem yürüyüş hem de vadi içindeki tarihi kaya kiliseleri ve yaşam alanlarını inceledikten sonra. Nevşehir, Derinkuyu ilçesine ulaşıp “Yeraltı Şehri” ve tarihi kiliseleri  gezdik. Bu gün zamanla yarışmak zorundayız, gezip görecek yerimiz çok. Başkanın arkadaşı  CHP Nevşehir İl Başkanı “Kamil Gülmez” bizi öğle yemeğine çağırdı. Davete icabet gerek. Nevşehir’e varıp Başkanla tanışıp ikramını kabul edip hareket ettik. Uçhisar Kalesi, Göreme, Ürgüp, Avanos, hızlı biçimde  gezilerek Hacıbektaş’a ulaştık.

Müze/Tekkede Hacıbektaş-ı Veli, Balım Sultan türbeleri, Çilehane, Çilehane deki Mahsuni Şerif, İz bırakan yazarlardan İlhan ve Turhan Selçuk, Fikret Otyam’ın mezarlarını ziyaret ederek akşamın geç vakitlerinde Başkanımız Celalettin Ölgün’ün doğduğu köy Köşektaş’ta akşam yemeği için bizi bekleyen Oğuz Akdemir’in evine ulaştık. Köyü, köye adını veren  Deve ve yavrusu(köşek)nu andıran kutsal kayayı görüp bize hazırlanan sofrada  ev sahiplerinin çok, çok sıcak ilgi ve sevgisinin yanında yöresel yemeklerin  neredeyse hepsi vardı. Buradan geceleyeceğiz, yol arkadaşlarımızdan Hayati Öztürk’ün  Yozgat, Boğazlıyan, Özler Kasabasına vardık. Bütün gece ve gündüz yollarda çok yorulduk. Oda, yatak çok. Çok güzel uyuyup dinlendik. 18 Ağustos Cuma günü Kayseri’deyiz. Kayseri tarihi bir kent, Kapalı Çarşıları, Hanları, şimdilerde müze olmuş Medreseleri gezdik. Bu akşam, yol arkadaşlarımızdan Hayrettin Çalışkan’ın  babası Mahmut Derin’in Hacılar Kasabası, Sakar Bağlarındaki evlerine konuk olacağız. Ev sahipleri Kayseri’ye özgü “Gıymalı Şepit Yağlaması” ve Serin havada tatlı söyleşiler çok muhteşemdi. Beyler burada kaldı bayanları şehirdeki evlerine götürdüler. Yine dinlenerek kalktık. Kahvaltıdan sonra buluşup alışverişler yapıp  “Kapif-Kapafokya İzcilik Federesyonu” na öğle yemeği davetini kabul ettik.                                                            

Saat 14;00 de rehberimizle Mustafa Kılıçaslan’la Kayseri Tekir Yaylasına doğru yola çıktık. Rehberimiz in bizimle karşılaştığı anda endişesi belli oluyordu ve nitekim yolda hepimize ne zaman ve ne kadar yüksek irtifalı dağa çıktınız diye sorular sorup bilgiler aldı. Muhabbet ederek 2200m. rakımlı Tekir Yaylasına , beklemeden Teleferik’e binerek 2700m rakım vardık. Kamp eşyalarımızı sırtlayıp  kamp kuracağımız 2800 rakımlı alana ulaşıp çadırlarımızı kurduğumuzda saat 16.00 olmuştu. Eşyalarınızı yerleştirdik. Erciyes zirve bize adeta “gelin gelin” diye sesleniyor ve muhteşem heybeti ile yüksekten bakıyor, gözetliyordu. Arkadaşlarla hep birlikte hem çevreyi görmek hem de biraz olsun yüksek irtifa ya alışmak icin küçük bir yürüyüş yapmaya karar verek tırmanışa başladık. Bu arada Erciyes "in eteklerinde birbirinden güzel çiçekler bizi fotoğraf çekin diye adeta poz veriyorlardı. Onları kırmadım fotoğrafladım. Bir gurup arkadaşımız Sırt rotasının epeyce çıktılar. Erciyes in eteklerinde arkadaşlarla fotoğraflar çekildik, neşeli ve eğlenceli olarak çadır kampımıza döndük. Bu arada Kayseri den 3 arkadaşımız da kamp yerimize gelmiş ve bize katılmışlardı. Aralarında Münevver Tuncer Arkadaşımızın da bulunduğu Sancak dağcılıktan arkadaşlarla orada görüşmek ve tanışmak bize keyf verdi.  Rehberimizin özenle hazırladığı bulgur pilavını yedikten sonra tırmanılacak  “Sırt Rotası” ile ilgili bilgiler vererek tırmanışta neler yapılması, yapılmaması gerektiği üzerine bilgiler verdi. Tırmanış  gece saat 01.00 başlayacağından hazırlıklarımızı yapıp saat 22.00 de  yatışa geçtik.                        

19 kişi olarak zirve tırmanışına başladık. Bu arada rehberimiz " Arkadaşlar bu parkur zor bir parkur, yüksek irtifa. Onun için lütfen nefesinizi serbest bırakmayın, sık sık derin derin nefes alıp verin. Sık sık küçük meyve kurusu Kuru üzüm yiyin ki enerjiniz bitmesin. birer ikişer yudum su için. " diyerek bizleri tekrar uyardı. Gayet yavaş, düzenli ve sık sık dinlenerek tırmanışa devam ettik. Yaklaşık 3500 mt de 4, 3600m rakımda 4 arkadaşımız mide bulantısı, kusma ve baş ağrısı  rahatsızlığı ile geri dönmek zorunda kaldılar. Gecenin sessizliği ve gizemiyle tırmanmaya devam ettik. Karanlık olduğu için göremiyorduk ama muhteşem uçurumlar vardı. Rehberimiz devamlı dikkatli olmamız için uyardı. Öyle ilginç kayalar vardı ki hayretler içinde çevreme bakıyordum. Ve inanmıyordum sanki rüyada gibiydim. 3700 Rakımlarında hava aydınlanmıştı ve Erciyes ve çevre ilçe ve köylerine tepeden kuş bakışı bakıyorduk. Her taraf ışıl ışıl ve gizemli bir atmosferde tırmanmaya devam ediyorduk. Saat 05;00 gibi güneşin doğuşunu izledik. Saat 06;30 sıralarında “Hörgüç Kayası” ulaştık. Ortalık ağarmıştı,  ve her yer muhteşemdi. Artık gizemli karanlık sıyrılmış ve Güneş kendini göstermeye başlamıştı. Rahatlıkla çevreyi görebiliyorduk. Bu noktada rehberimiz "Taş düşme riskinin fazla olmasından dolayı Hörgüç Kayası nı arka taraftan ( güneyinden ) dolaşarak geçmek daha uygun olacak " dedi. Ve rehberimiz öncülüğünde geçişe başladık. Önce tehlikeli iniş ve akabinde kaygan kayalar la adeta dans ederek tırmanışa devam ettik. Bazı arkadaşlar oldukça zorlandılar. Gerçekten muhteşem bir geçişti. Bu arada sanki oralara yeni bahar gelmişti. Bembeyaz papatyalar yeni açmış ve üzenlerine çiğ düşmüştü. Sanki bizleri görünce onlarda sevinmişlerdi. Tırmanmaya devam ediyorduk. Zaman zaman sis bulutları hemen çevremizi sarıyor, ara verip  başka başka bir bulutlar  üzerimizden  adeta resmi geçit  yapıyorlardı.  Çok mutluydum, Çoook...Sanki rüya aleminde ve harikalar diyarındaydım. O anki duygularımı şu an  sözcüklerle anlatmıyorum. Zirve görülmüştü. Büyük bir heyecanla kayalardan tırmanarak sırta ulaştık. Biraz mola verdik, dinlendik, küçük alıştırmalar yaptık, su içtik, nefes aldık. Tekrar zirveye doğru tırmanmaya başladık. Biz Zirveye çıkarken zirveden inen başka guruplar ile karşılaştık. Herkes birbirini kutluyor, mutlu gözlerle selamlıyorlardı. Biz de onları kutlayıp mutlu ve sevgi dolu yüreklerle ve ışıl ışıl bakan gözlerle selamlaştık..                                                                   

 Saat 10:00 da Erciyes zirveye ulaştık. Hava çok rüzgarlı ,sisli ve soğuktu. Zirve de Cafer adında dağcı bir arkadaş ile karşılaştık. Münevver Hanım ve Mustafa beyin arkadaşları imiş. Bizden meme kanseri olan bir arkadaşının isteğini iletti. Zirveden aşağılara hep birlikte “Umut” diye bağırdık. Zirve defterine “Turdak” olarak burada olduğumuzu yazıp imzalayıp yiyecek bir şeyler atıştırdıktan sonra çıkışta tehlikeli olduğu için geçmediğimiz “Hörgüç Kayası” kuzey yamacındaki   dik ve tehlikeli parkurdan ipler yardımıyla yardımlaşarak geçmeye başladık. kaygan bir zemin, çarşak ve yukarıdan yuvarlanan kaya ve taşların ciddi tehlikesi vardı. Büyük bir dikkatle korku ve heyecan içinde ve titizlikle inişe başladık. Herkes birbirine çok dikkat ediyordu...                                                                    

Ben de dahil olmak üzere bazı arkadaşlarımız kontrollü bir şekilde yumuşak düşüşler yaşadık..Espirili gülüşler le inişe davam ettik Keyifler yerindeydi...Yaklaşık bir buçuk saat sonra Kahvaltı kayalıklarına indik. Üçker buzul Çanağından, Çoban İni mevkilerinde geçerek su kanalları boyunca inişi sürdürdük...Saat 14:00 de hepimiz sorunsuz olarak kamp yerine ulaştık. Çadırlarımızı  toplayıp çantalarımız hazırladıktan sonra Teleferiklerin bulunduğu bölgeye gelip Teleferikle Tekir yaylasına aracımızın bulunduğu yere geldik..                                                                                       

Özet olarak; Grup arkadaşlarım, aracımız, gezip gördüğümüz, konakladığımız yerler, tırmanış parkurumuz harikaydı. Bu etkinliği her şeyi düşünerek organize eden Başkanımız Celalettin Ölgün Baba olmak üzere rehberimiz Mustafa Kılıçarslan beye mükemmel rehberliği, ve bizlere verdiği motivasyon için çok teşekkür ederiz...Ayrıca emeği geçen bütün yol arkadaşlarıma, Zirveye  birlikte çıktığımız  Turdak Kulübümüzden Timur Gür, Orhan Mert, İrfan Oğultekin, Akın Kahraman, Erhan Akdemir ve Şerafettin Gülduran arkadaşlarıma  birlik beraberlik ve harika uyum gösterdikleri için çok teşekkür ediyorum...Yeni zirvelerde görüşmek dileğiyle sevgiyle kalın." HABER MERKEZİ