Aynı kararın geride kalan il düzeyindeki Akhisar, Salihli, Turgutlu, Alaşehir, Soma ve diğer 15 ilçe Hıfzıssıhha Kurullarınca alınmamış olmasına çok şaşırdığım gibi böylesi vurdumduymazlığa da pes doğrusu diyorum.
Ahmet Ünsal'ın kaleminden
ŞİMDİ bana nereden çıktı ‘Ramazan Davulu’ diyeceksiniz. İnanın ben de dün öğleden sonra şahit oldum bu duruma. Manisa'nın Yunusemre İlçesi Akgün Mahallesinde oturan davulcuların önderi Göksel bey’in telefonuyla Ramazan davuluna yasak geldiğini öğrendim.
İçişleri Bakanlığının, Ramazan davulcularının konumuyla ilgili Genelgesi açık ve net. Yasağı ön görmüyor. Sadece koronavirüs tedbirleri çerçevesinde ‘bahşiş alınması halinde virüs bulaşığı yaşanabilir, bu nedenle bahşiş almaları mümkün değildir’ ibaresi bulunuyor. Öte yandan davulcuların ekonomik yükü tamamen yerel yönetimlere bırakılmış. Manisa il genelinde 17 ilçe bulunuyor. İl genelinde Ramazan'da vatandaşları sahura kaldıracak olan 1000 kadar davulcunun sahada olması gereği kaçınılmaz idi.
Yunusemre Belediyesi ve Şehzadeler Belediyeleri 112 davulcunun ekonomik yükünü taşıyamayacaklarını bir şekilde el altında davulculara yönelik yasağın uygulanması için Yunusemre ile Şehzadeler Kaymakamlıklarına bağlı ilçe Hıfzıssıhha Kurulları aracılığı ile ‘ramazan davulcuları bahşiş toplama esnasında olası koronavirüs bulaşısı ile karşılaşılabilme olasılığının yüksek olması gerekçesiyle davulcuların sahurda davul çalmalarının yasaklanması kararını aldılar.
Eğer koranavirüsün tehlikesini, onun yok ettiği hayatları düşünüldüğünde kararın yerinde olduğunun altına imza atabilirdim. Yalnız aynı kararın geride kalan il düzeyindeki Akhisar, Salihli, Turgutlu, Alaşehir, Soma ve diğer 15 ilçe Hıfzıssıhha Kurullarınca alınmamış olmasına çok şaşırdığım gibi böylesi vurdumduymazlığa da pes doğrusu diyorum. Düşünün bu iki ilçe kurulunun aldığı karar diğer bir yönüyle bakıldığında ‘Biz de korona boyutları çok tehlikeli boyutta. Diğer ilçelerde korona yok gibi’ bir algı yöneltir.
Düşünün; Akhisar’da Gördesliler davul sesleriyle sahura kalkıyor. Hatta Koronaya çok canlar veren İzmirliler hatta İstanbullular yılların geleneği olan davul sesleriyle sahurlarını yapıyorlar. Manisa’daki davulcuların haklılığını bu anlamda oldukça anlamak mümkün. Davulcuların bir başka iddiası ise sahura kadar sokaklarda simit satan simitçilerin de sattıkları simit karşısında para alışverişinde bulundukları idi. Evet onların penceresinden bakıldığında simitçilere de koronavirüs bulaşığı olasılığı çok yüksek bence.
Konuyu şehrin valisi Ahmet Deniz’e aktardım. O da, “Davulcu kararını genelgedeki gibi yerele bıraktık’ yanıtı geldi. İlk bakışta sorumluluğu paylaştırmak çok doğru olarak algılansa da 2 milyon kişinin yaşadığı şehrin tek sorumlusu vardır o da Vali’dir. Sayın valimiz Ahmet Deniz'in görüntülü konferans sistemi üzerinden belediye başkanları ile görüşerek bu sorunu aşabileceğini düşünüyordum, ancak durum pek de öyle olmamış ki şehir merkezinde davulun sesi kısılmış.
Akhisar, Alaşehir, Turgutlu ve Saruhanlı’nın dışındaki belediye başkanlıkları hükümet ile aynı siyasi görüşte. Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere çoğunluğu iktidarın kontrolü altında bulunuyor, 1000 Ramazan davulcusunun bir aylık ekonomisini çözebilecek güçte olmalıydı.
'Siz siz olun, Bilim Kurulunu ciddiye alın'
Davulculara il genelinde yasak gelecek ise o kararı Umumi İl Hıfzıssıhha Kurulu vermeli idi. Koronavirüs şehirlerin tepesinde dolaştığını varsaysak bile ‘Dur Akhisar, Soma, Salihli, Gördes, Demirci ve Turgutlu’yu es geçeyim barim’ demez. Tam tersine virüs bulaşılığı ilçe, kişi, makam ayrımı yapmayacağını Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu açık ve net olarak defalarca söyledi. Ancak kim dinliyor derseniz bence alınan böylesi çelişkili kararlar kimsenin dinlemediği yönünün gösteriyor.
Bilim Kurulu ilk önceleri sosyal mesafenin 1,5 metre olması yönündeki açıklamasını 4 metreye çıkarttığı herkes biliyor, kolluk kuvvetler de vatandaşlara aldıkları bu kararları uyarı anlamında ikazda bulunuyor. Gelin görün ki o kollu kuvvetler aynı araçların önlerindeki 50 santimlik mesafedeki koltuklarda oturarak yapıyor olmaları virüsün onlara ayrıcalık yaptığını gösterdiğini zannediyor olabilirler. Bence tamamen yanılıyorlar. 1,5 metreyi affetmeyen koronavirüs 50 santimlik mesafeyi hiç de affetmez. Yani demek istiyorum ki koronanın hiç affı yok.
Yorumlar
Kalan Karakter: