Manisa'da çiftçileri şimdi de dolu vurdu
Çiftçi, Başevirgen'e dert yandı: 'Satmaya değil, yemeye bile üzüm yok'
MANİSA’da mildiyö hastalığından zarar gören üzüm bağlarına bir de dolu yağışının vurmasıyla üreticiler çaresiz halde kaldı. Üzüm bağları yüzde 80 oranında hasar gören çiftçi, CHP Manisa Milletvekili bekir başevirgen’e, “Çiftçinin işi Allah’a kaldı. Çiftçi borçları için elinde ne varsa verecek, borçlarını kapatacak. Bugüne kadar getirmiş olduğu birikimini sıfırlayıp yeniden başlayacak, ona da ömür yetmez” sözleriyle dert yandı. Çiftçinin her yıl bir umutla beklediğini ancak hep hüsranla karşılaştığını söyleyen Başevirgen, “Çiftçinin gözü gibi baktığı ürünlerine bir dolu vurdu ve hiçbir şey kalmadı” dedi.
CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Bekir Başevirgen, Manisa genelinde etkili olan dolu yağışı sonrasında bağları zarar gören üzüm üreticilerini ziyaret ederek, sorunlarını dinledi. Mildiyö hastalığından dolayı zarar gören üzüm bağlarını bir de dolu yağışının vurmasıyla birlikte üzüm bağlarında yüzde 80 oranında hasar oluştu. Üzümün yanı sıra kavun, domates ve biber gibi ürünler de dolu yağışından etkilendi.
“SATMAYA DEĞİL, YEMEYE BİLE ÜZÜM YOK”
Başevirgen’in dinlediği üzüm üreticisi dolu hasarının bağlarda 3 yıllık bir hasar oluşturduğunu belirterek, “Saruhanlı, Şehzadeler sınırındaki bütün bölgeler bu halde. Satmaya değil, yemeye bile üzüm yok. Üzüm gitti, yaprağı da gitti. Seneye üzüm yapacak dallarda artık kapkara. Mildiyö de nasıl az doğuş olursa aynı şekilde doğuş yine düşük olacak” dedi.
Başevirgen, mildiyö hastalığının üzerine bağları birde dolunun vurmasıyla sigortasız üreticilerin çaresiz kaldığına dikkat çekti. Bir diğer üzüm üreticisi ise Başevirgen’e, “Çiftçinin işi Allah’a kaldı. Çiftçi borçları için elinde ne varsa verecek, borçlarını kapatacak. Bugüne kadar getirmiş olduğu birikimini sıfırlayıp yeniden başlayacak, ona da ömür yetmez” sözleriyle dert yandı.
“ÇİFTÇİNİN GÖZÜ GİBİ BAKTIĞI ÜRÜNLERİNE BİR DOLU VURDU VE HİÇBİR ŞEY KALMADI”
Çiftçinin her yıl bir umutla beklediğini ancak hep hüsranla karşılaştığını söyleyen Başevirgen, “Çiftçinin gözü gibi baktığı ürünlerine bir dolu vurdu ve hiçbir şey kalmadı. 28 dönümlük tarladan normal şartlarda 16-17 ton üzüm beklenirken, yüzde 10’u anca alınabilecek. Girdi maliyetleri aynı, ilaç atılacak, gübre atılacak, işçilik yapılacak ama karşılığında hiçbir şey alamayacaklar” dedi.
Çiftçinin maliyetlerden dolayı sigorta yaptıramadığını söyleyen bir diğer üreticisi ise, “Çiftçi zar zor damlamasını yapmış, fidanını ekmiş evine ekmek mi götürecek, tarlaya sigorta mı yapacak? 70-80 bin lira sigorta parasını vereceğime kenarda dursun, ilacımı alırım, gübremi alırım diyor. Gücü olsa zaten sigorta yaptırır” diye konuştu.
“BÜTÜN ÖZEL DEĞERLERİMİZİ SATTIK. ESKİDEN ARKAMIZDA BİR TARIM KREDİ VARDI, ZİRAAT BANKASI VARDI”
Çiftçi desteklerinin yetersizliğinden dert yanan üretici de, “Bütün özel değerlerimizi sattık. Eskiden arkamızda bir Tarım Kredi vardı, Ziraat Bankası vardı. Böyle hasarlarda destek oluyordu. 2-3 yıl borcunu erteliyordu. Mazotunu, gübreni, kredini yine de veriyordu, kesinlikle ipotek koymuyordu. Ziraat Bankası şimdi medya kuruluşlarına destek oluyor. Çiftçinin arkasında şu anda kimse yok” dedi.