1. Ege Ar-Ge ve
“Kriz tehdittir. Tehditten fırsat doğurmak önemlidir”
• “Yeni Nesil
Üniversite Kavramı” konulu panelde konuşan ÜSİMP Başkanı Prof. Dr. Serbest,
üniversitelerin Ar-Ge ve strateji konusunda net bir talebi ve projesinin
olmadığını söyledi.
• Prof. Dr.
Ali Rıza Kaylan, Türkiye’de 1981’de 19 devlet üniversitesi varken bugün 102
devlet 52 vakıf olmak üzere 154 üniversitenin olduğunu, üniversitelerin sanayi
ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapması gerektiğini belirtti.
• Prof. Dr.
Serbest, “Sıcak parayı kontrol etmemiz gerekiyor. Sahip olduğumuz nesli iyi
yetiştirmezsek biz gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kalırız. Üniversite sanayi
işbirliği 20 senedir devlet düzeyinde konuşuluyor. Burada her şeyi devlete
atmamalıyız. Biz şu anda gelişmiş batının ameliliğini yapıyoruz. Onların
üretmediğini biz üretiyoruz onlara gönderiyoruz.
Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, ilk sözü KALDER Yönetim Kurulu Üyesi ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Kaylan’a verdi.
Prof. Dr. Ali Rıza Kalyan, “Yeni nesil üniversitelerde bir takım tohumların atılması ve en önemlisi onların yetiştirilmesi gerekiyor. Ege Üniversitesi’ne çok saygımız var. Örnek üniversite olarak gündemde kalacak. Türkiye’de 1981’de 19 üniversite vardı. Bunların hepsi devlet üniversiteleriydi. 2010’da 154 üniversite var, bunların 102 tanesi devlet üniversitesi ve 52’si vakıf üniversiteleridir. Türkiye’de hızla üniversiteler açılıyor ama bu üniversitelerin içini de doldurmak gerekiyor. Giderek artan talebe cevap vermeliyiz. Bornova’ya baktığımızda şehrin yapısını üniversitenin etkilediğini görüyoruz ama Anadolu’daki üniversiteler şehrin genel yapısını daha çok etkiliyor. Bu üniversiteler şehrin yapısını değiştirirken bizler kültürel değerlere sahip çıkmalıyız. Bilgi toplumuna geçiş süreci hızla ilerlemekte. ‘Daha fazla öğrenciye eğitim nasıl verebiliriz’ diyerek yeni projeler üretmeliyiz.
Her şeyi devletten beklememeliyiz. Farklı kaynaklar bulmaya çalışmalıyız. Sanayiciler ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapmalıyız. Üniversiteye tek bir elbise giydirmemeliyiz, üniversitede çeşitlilik sağlamalıyız. Bu çeşitliliği de üniversitenin içinde yapmalıyız” diye konuştu.
Akademisyen, üniversite, sanayi ve toplum çerçevesinden konuyu ele alan Sabancı Üniversitesi Ulusal İnovasyon Girişimi İcra Kurulu Üyesi Doç. Dr. Cemil Arıkan, “Araştırmacılar akademik camiada kariyer, üniversite itibarını yükseltmek ve akademik kadroyu güçlendirmek, iş dünyası araştırma yapılsın sonucu sanayiye aktarılsın son olarak da toplum refah düzeyinin yükseltilmesini istiyor. Bu beklentiler gerçekleştiği ölçüde Ar-Ge’de başarı sağlanabilir” dedi.
Bilimsel ve toplumsal problemler arasında asimetrinin mevcut olduğunu ifade eden Doç. Dr. Arıkan, üniversitelerin akademik hayattın üzerinde yürümesi gerektiğini vurguladı.
ÜSİMP (Üniversite-Sanayi İşbirliğini Geliştirme Platformu) Başkanı Prof. Dr. Hamit Serbest karamsar bir tablo çizerek şunları söyledi:
“Kriz tehdittir tehditten fırsat doğurmak önemlidir. Üniversite cephesinde Türkiye önemli şeyler yapıyor. Sanayici aslında bir şeyler yapmaya çalışıyor ama ortada düzgün bir talep yok. Her üniversitenin bir stratejisi ve düzgün bir talebi olmalı. Üniversitelerin Ar-Ge ve strateji konusunda net bir talebi ve projesi yok.
Ülke ve toplum olarak krizleri yaşamaya alıştık. Sıcak parayı kontrol etmemiz gerekiyor. Sahip olduğumuz nesli iyi yetiştirmezsek biz gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kalırız. Üniversite sanayi işbirliği 20 senedir devlet düzeyinde konuşuluyor. Burada her şeyi devlete atmamalıyız. Biz şu anda gelişmiş batının ameliliğini yapıyoruz. Onların üretmediğini biz üretiyoruz onlara gönderiyoruz. Biz bilgi ve teknoloji satmalıyız. Arz ve talebi bir araya getirmeliyiz. Bütçeden yeni üniversiteler için ayrılan payın az olması, iş gücünün eksik olması, öğrenci sayısının giderek artması gibi konulara çözüm bulmalıyız. Sanayiciler ve üniversiteler işbirliği içerisinde hareket ederlerse sorunlar daha erken çözülür”
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki Prof. Dr. Serbest’e cevaben, “Sanayinin ameleliğini yapıyoruz’ sözüne katılmıyorum. Bütün gayretimiz katma değeri artırmak. 1950 sanayi devrimiyle ancak bu gün bu seviyeye geldik” dedi.
Bilimin iş hayatındaki yeri konusunda değerlendirmeler yapan Mehmet Tiryaki, bilim hayatımızdaki her aktivitede yer alıyor. Sanayi finans toplum her alanda. (EGE AJANS)
Yorumlar
Kalan Karakter: