İLKER UYAR'IN GEZİ NOTLARI - 3
'VAN'DA İNCİ KEFALİNİN GÖÇ YOLCULUĞUNA TANIKLIK ETTİM''
SEYAHAT ve gezi yazılarımın 3. bölümünde yine keskin bir geçiş yapacağım. İlk yazımda Uşak, 2. yazımda ise Slovakya’nın başkenti Bratislava deneyimlerimi paylaştım. Bu yazımda ise sizi, benim yurt içinde unutamadığım seyahatlerim arasında yer alan Van’a götüreceğim. Hem yurt içi hem de yurt dışı olarak yazılarım devam edecek. Yazıma başlamadan önce Ekim ayı sonunda Ürdün seyahatim olacak. Buradaki deneyimlerimi de sizinle paylaşmaktan mutluluk duyacağım.
-VAN
Ben Van’a motosiklet ile gittim. Manisa Turgutlu’dan başlayan ve yaklaşık 1 ay süren yolculuğumda Türkiye’nin neredeyse yüzde doksanlık bölümünü motosikletim ile geçtim. Van da motosikletim ile konuk olduğum illerden bir tanesi.
Doğası, şelaleleri, sıcakkanlı insanları ve benim için en etkileyicisi, İnci Kefali’nin göç hikayesinin yaşandığı güzel bir şehir Van… Birçoğumuz Van’a belki de defalarca gitmiştir. Gitmeyenler için şunu söyleyebilirim ki, buraya mutlaka gidin. Şimdi Van’a ne zaman gidilmeli, nerelere gidilmeli? konusunda benim yaşadığım deneyimleri sizlere sıralıyayım.
-‘Bir Mücadelenin Adı: İnci Kefali’
İnci Kefali, bir diğer adı ile Van Balığı. İnci Kefali’ni diğer balıklardan ayıran en büyük özellikler arasında; Van Gölü'nün tuzlu ve yüksek derecede sodalı sularında yaşayabiliyor olması. Ayrıca 15 Nisan-15 Temmuz aylarındaki üreme döneminde, Van Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyundan uzaklaşarak tatlı suya göç etmesi. ‘Bunda ne var ki?’ diyebilirsiniz. Ama bu göçü çıplak gözle izlediğinizde, durumun hiç de kolay olmadığını anlayabileceğinizi ve bu büyük mücadelenin sergilendiği göçten çok etkileneceğinizi net olarak söyleyebilirim. Çünkü İnci Kefali, oldukça sert akan nehrin sığ bölgelerine ulaşmak için inişli çıkışlı, zorlu bölümleri, suyun akışının ters istikametine doğru yüzerek geçmesi gerekiyor. Bu göç sırasında suyun yüzeyine zıplayan yüzlerce balığı havada görmeniz mümkün. Zor bölümü atlayarak geçenler şanslı. Geçemeyenler ise bunu geçene kadar denemek zorunda. İşte bu göç olayı Van’a gitmeniz için 1. sebep. Yukarıda belirttiğim tarihlerde Van’a giderseniz yüzlerce yerli ve yabancı turist ile birlikte İnci Kefali’nin su üzerine çıktığı an fotoğraf çekme şansını yakalayabilirsiniz.
Van’ın en büyük şansı ve görsel açıdan zengin olmasının sebebi ise tabii ki Van Gölü. Bir iç deniz büyüklüğündeki bu göl hem Van’ı hem de bazı çevre illeri süslüyor. Van Gölü içerinde Çarpanak Adası, Çakıl Adası ve Akdamar Adası gibi irili ufaklı adalar bulunuyor. Yani kısacası Van Gölü Edremit, Bitlis-Tatvan gibi birçok ilçeyi, gelin gibi süsleyen bir göl. Bir de fotoğraf çekmeyi seviyorsanız Van Gölü size tüm cömertliğini sunacaktır.
Van bu kadar mı? Tabii ki değil! Van’ı gezmek için en az dolu dolu 3-4 güne ihtiyacınız olacak. Buna Bitlis-Tatvan gibi çevredeki farklı il ve ilçeleri de eklerseniz süreyi uzun tutmanız gerekli. Unutmadan söyleyeyim, Van ve çevresinde belirttiğim tarihlerde otel fiyatları biraz pahalı olabilir. Bunun için öğretmenevleri aklınızda bulunsun.
Van’ın Muradiye ilçesinde bulunan Muradiye Şelalesi harika olduğu kadar doğa ve fotoğraf severlerin uğrak noktaları arasında. Tendürek Dağları’ndan Muradiye’ye ulaşan bu şelale de gezi listenizde olması gereken bir yer.
Ayrıca Van’da Atayurt Otağı olarak bilinen bir Türkmen yerleşim yeri mevcut.
Erciş-Muradiye arasında Van Gölü kıyısında bulunan bu yer kesinlikle ilginizi çekecek. Benim Van’da farklı bulduğum yerler arasında Koçköprü Kanyonu var. Koçköprü Barajı yakınlarındaki bu kanyona giderseniz metrelerce aşağıdaki derenin içerisinden geçmeye çalışan onlarca büyükbaş hayvanı görebilirsiniz. Ben Van’ın İran sınırı olan, Kapıköy Sınır Kapısı’na kadar motosiklet ile gittim. Van gerçekten etkileyici bir şehir.
-Peki Van’da Gezilecek Yerler Bu Kadar mı?
Van geniş coğrafyaya sahip olan bir il. Yani gezmek için son derece güzel, ilgi çekici ve farklı kültürleri içerisinde barındıran bir şehir. Van’da; Van Kalesi, Van Kedisi Evi, Kanispi Şelalesi, Van Müzesi, Çavuştepe Antik Bölgesi, Eski Van, Hoşap Kalesi başta olmak üzere gezilecek onlarca yer var. Van’a yolunuz düşerse; Van Çöreği, Van Otlu Peyniri ve Çiriş Pilavının tadına muhakkak bakın.
Özellikle et ve ızgara türü yiyeceklerin son derece lezzetli olduğunu da söyleyebilirim. Yazıma son verirken, seyahat ve gezi ile ilgili fikir almak isteyenler, önerisi olanlar bana aşağıdaki sosyal medya hesaplarımdan ulaşabilir. Kendinize çok iyi bakın.
İlker UYAR