Turgutlu Kent Müzesi sorumlusu Mehmet Gökyayla İkinci Dünya Savaşı’nın Turgutlu’daki etkilerini gazetemize anlattı. Gökyayla yazısında şu ifadelere yer verdi:
İkinci Dünya Savaşı’na girmeyen ülkelerden savaş nedeniyle belki de en çok etkileneni Türkiye olmuştur. Savaş, ülkenin kapısına kadar gelmiş; diplomatik manevralarla sıcak çatışmaların önüne geçilmiştir ancak o günlerde yaşanan ekonomik sıkıntılar, kamunun her alanında, evlerin mutfaklarında kılık kıyafetlerden ekmek teminine dek hayatın her alanında olanca ağırlığıyla kendisini göstermiştir. Bu etkiler, ülkenin her yerinde olduğu gibi, Turgutlu’da da yaşanmıştır elbette.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Turgutlu’da, bilhassa kamu hizmetlerinde doğrudan ya da dolaylı olarak savaşla bağlantırandırılabilecek pek çok aksama yaşanmıştır. Bunların bir kısmı da belediye hizmetlerinde gözlenecektir. Rutin çalışmalar, olabildiğince devam ettirilmiş fakat hayata geçirilmesi planlanan, projesi hazırlanan pek çok hizmet, ekonomik sıkıntılardan dolayı bir türlü gerçekleştirilememiştir. Hatta bunlardan bazıları, savaştan sonra da uzun yıllar boyunca hayata geçirilememiştir.

Savaşın hemen öncesindeki günlerde Turgutlu Belediyesi’nin çalışma ve projeleriyle ilgili bilgi veren bir gazete haberi, bilhassa hayata geçirilemeyen ama planlanmış olması bile çok kıymetli olan bazı konuları dile getirdiği için dikkatimizi çekmektedir. Bu haber, 30 Ocak 1938 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmıştır.[1] Turgutlu Modern Bir Şehir Haline Getiriliyor başlığını taşıyan haber, belediyenin son dönemdeki çalışmalarını ve birkaç yıl içerisinde tamamlanması hedeflenen projeleri, mümkün olduğunca detaylarıyla aktarmaktadır.
Turgutlu Belediyesi, yangından ancak iki yıl sonra, 1924 yılında kendi binasına kavuşabilmiştir. Alt katı belediye eczanesi olarak kullanılan bu yapı, çok kısa bir süre içerisinde ihtiyacı karşılayamaz hale gelmiştir. İlk yapıldığı günlerin belediyecilik anlayışına göre modern ve geniş bir bina olan yapı, anladığımız kadarıyla özellikle 1930’da yürürlüğe giren 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun bu kurumlara verdiği yetki ve görevlerin artmasıyla birlikte çok kısa zamanda kifayetsiz kalacaktır. 1930’ların ortasına gelindiğinde şehrin farklı mahallerine dağılmış durumdaki hizmet birimlerinin varlığı, giderek büyüyen bir sorun oluşturmakta; artan hizmet alanlarına yetişmek zorunda olan Turgutlu Belediyesi, artık yeni ve geniş bir hizmet binasına ihtiyaç duymaktadır.
1938 yılına gelindiğinde, 1922’deki yangına atıfta bulunulup bu tarih sıfır noktası kabul edilerek kurgulanan bir dille, “On beş senelik yepyeni bir kasaba olmasına rağmen 24 bin nüfuslu modern bir şehir halini alan Turgutlu’da bir belediye sarayı yaptırılmasına karar verilmiştir. Belediye Meclisi’nin kabul ettiği projeye göre, sarayın geniş salonları ihtiva etmek üzere yirmi iki odası bulunacaktır.”[2] Dönemin önemli mimarlarından Ferruh Bey tarafından hazırlanmakta olan projenin keşifleri de bitmek üzeredir. Söz konusu bina inşa edildikten sonra hem belediye, kullandığı birçok bina için kira vermekten kurtulacak hem de “bütün şubelerdeki mesaiyi yakından kontrol etmek imkânı bulunacaktır.”
O günlerde belediyenin bir diğer büyük projesi de modern bir spor kompleksidir. Habere göre, “Şehrimizde kuvvetli bir gençlik hareketi vardır. Yeni neslimizin bilhassa spor sahasında her gün gösterdiği tekâmül ve komşu kazalarda karşılaşmalarda elde ettiği muvaffakiyetler kendilerine yardım elinin bir an evvel uzatılmasına sebep olmuştur. Bu münasebetle modern bir stadyum projesi yapılmıştır. Şehir Meclisi Kuyu Mezarlığı sahasını stadyuma tahsis etmiştir.” Haberde Kuyu Mezarlığı adıyla anılan yer, daha çok Alankuyu Mezarlığı olarak bilinmektedir. Mezarlık, uzun süredir işlevini yitirmiş ve metruk bir vaziyettedir. Dönemin şartlarında şehrin merkezî bir yerinde ve birçok spor branşı için sahaların yapılabilmesine kâfi genişliktedir. İşte bu alanda, “Koşu pisti ile çimen ve futbol sahasını, çocuklara mahsus oyun yerini, açık hava tiyatrosunu, yüzme havuzunu, manej, tenis, voleybol ve idman için ihtiyat sahaları ihtiva edecek olan bu muazzam stadyum projesinin tahakkuku senelere taksim edilmiştir.”


Günümüzde bile Turgutlu’da bir manej yani yarış atı eğitimi sahası olmadığı dikkate alınacak olursa 1938’de hazırlanan bu projenin kapsamının genişliği, çok daha iyi anlaşılacaktır. Belki de o yıllarda böyle bir proje hayata geçirilebilseydi bu ilçe birçok spor dalında bölgenin merkezi haline gelecek, çeşitli branşlarda sporcuların yetiştiği bir merkez olabilecekti.
Haberde anılan birkaç yıl önce devreye alınan su tesisatının eksikliklerinin giderilmesi, bir Atatürk heykeliyle şereflendirilecek yeni ve büyük bir meydanın “vücuda getirilmesi”, yeni bir mezarlık alanının hazırlanarak adalara taksimi gibi konular, birkaç yıl içerisinde tam istenildiği şekilde olmasa da gerçekleştirilmiştir. Örneğin bugün Yedi Eylül Stadyumu’nun yer aldığı parsel, asrî mezarlığa dönüştürülmüştür ancak Irlamaz Çayı’nın taşkınlarından dolayı mezarlar zarar görmüş ve burası iki yıl bile kullanılamadan çok kısa sürede mezarlık niteliğini kaybetmiştir. Ortasında Atatürk heykeli değilse de büstüyle bütünleşen ve başlangıçta Cumhuriyet Meydanı denilen tören alanı ise 1939 yılında büyük ölçüde tamamlanmış ve “merasim ve ihtifal gibi münasebetlerde” bu alan kullanılmaya başlamıştır. Söz konusu alan bugün hepimizin Orta Park diye bildiği ve resmî adı Atatürk Parkı olan yerdir.
1930’ların ikinci yarısında dünyanın yeni bir savaşa doğru sürüklendiği açıkça görülmektedir ve tüm ülkeler, kendi pozisyonlarını buna göre belirlemekte; Türkiye’de hem kamu kurumları hem de halk, faaliyetlerini farkında olarak ya da olmayarak bu doğrultuda şekillendirmektedir. Anılan zaman diliminde Turgutlu’ya kazandırılan en önemli yatırımlardan birisi olan belediye fidanlığının şehre getirilerinde bile olası bir savaşla ilinti kurulmaktadır: “… fidanlıktan istifadeye başlanmıştır. Şimdi Turgutlu, bir taraftan belediyenin diktirdiği, diğer taraftan da halka meccanen dağıtılan fidanlarla süslenmektedir. Bu ağaçlandırmanın memleket müdafaasında, havaya karşı maskeleme işini mükemmelen göreceği düşünülerek fidanlık daimi surette hüsnü muhafaza edilmektedir.” Dönemin en çok tedirgin olunan hususlarından birisi hava saldırılarıdır. Hava saldırılarına karşı savunma yöntemleri ve hava kuvvetlerinin güçlendirilmesi için alınan tedbirler o günlerde hep gündemdedir. Haberden alıntılanan cümlelerde görüldüğü gibi, ağaçlandırma çalışmaları, diğer tüm faydalarının yanında asıl olarak bir hava saldırısında şehri gizleyeceği için önemli görülmektedir.
1938 yılı, dünyada barış ikliminin devam ettiği son güzel yıl olacaktır. 1939’da savaş patlayacak ve çok kısa sürede tüm planlar, programlar alt üst olacaktır. Bu durum, Turgutlu Belediyesi için de geçerli olacaktır. 1938’de “zengin bir halk kütlesine ve zengin bir belediye bütçesine istinat eden bu faaliyet programının tahakkukuna muhakkak nazarıyla bakılmaktadır” diye yazılmış olmasına rağmen birkaç yıl içinde savaşın neden olduğu ekonomik sıkıntılar önce halkı ve hemen ardından da haliyle belediyeyi sarsmaya başlayacaktır. Bunun sonucunda da yerleri belirlenmiş, projeleri hazırlanıp programa alınmış işler o günlerin kelimesiyle bir türlü tahakkuk edememiş, gerçekleşememiştir.
Ferruh Bey’in çizdiği projeye göre geniş salonları da içerecek 22 odalı belediye binası inşa edilememiş; belediye hizmetleri, on yıldan fazla bir süre daha parça parça yerlerde, kira ile tutulan binalarda binalarda sürdürülmüştür. Halkevlerinin gayrimenkullerine el konulduktan sonra ancak 1951 yılında belediye, Turgutlu Halkevi’nin binasına taşınacak ve bir yıl kadar sonra da bu binayı İl Özel İdaresi’nden satın alacaktır. Bir başka söyleyişle Turgutlu Belediyesi’nin kendisine yeterli gelebilecek bir binaya taşınabilmesi için 1951 yılını, bu binanın kendi malı haline gelebilmesi için de 1952 yılını beklememiz gerekecektir.
Alankuyu Mezarlığı’nın bulunduğu alanda inşa edilecek olan spor tesisleri ise hiçbir zaman hayata geçirilemeyecektir. Bu alan, 1940’lı yıllarda farklı amaçlar için değerlendirilecek; sonrasında ise bir devlet hastanesi inşa edilebilmesi için Sağlık Bakanlığı’na tahsis edilecektir. Günümüzde ise burada Prof. Dr. Necmettin Erbakan İmam Hatip Ortaokulu mevcuttur.
İkinci Dünya Savaşı’nın Turgutlu’daki etkileri bunlarla sınırlı değildir elbette. Burada aktarmaya çalıştıklarımız, yalnızca alıntıladığımız haberde verilen bilgiler ve projelerin akıbeti hakkındadır. Konuyla ilgili daha detaylı bilgi için Turgutlu Tarihi belgeselinin İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Turgutlu başlıklı bölümü izlenebilir.[3]
HASAN DENİZ ÇİZMECİ
Yorumlar
Kalan Karakter: