Dağcılar Ovacık yollarında
YAYLAYA çıkma, memleketimizin sıcak bölgelerinde yaşayanlara öteden beri bir bayram mutluluğu verir. Yaylaya çıkma vakti günlerce, aylarca beklenir. Günü gelince de bağlasanız durduramazsınız yayla insanlarını. Göçerleri, konarları olmasa da Turgutlu’muzun da böyle bir yaylası var. Biz de bu hafta Turgutlu Dağcılık Kulübü(TURDAK) ile Ovacık Yaylası yollarındayız.
Her zamanki saatte ve yerde toplanan dağcılar yeni yerler keşfetmenin verdiği beklenti ile araca biniyor. Ovacık Yaylası, daha önce bu parkurda yürüyenlerin anlattığına göre tam anlamıyla saklı bir cennet. Yürüyüşe katılan Turgutlu Lisesi izcileri de dâhil olmak üzere tam tamına elli kişi cenneti bulma umuduyla yollara düşmüşüz. Ellimizde de sanki ilk defa böyle bir etkinliğe katılıyormuşçasına bir enerji, bir heyecan var.
Ovacık Yaylası’na yaklaşık dört kilometre kala aracımızdan iniyoruz. İndiğimiz yer Cahan Çeşmesi adıyla biliniyor. Burada yeşilin her tonunu, abartısız her tonunu görmek, insana hoş gelen ne kadar doğa musikisi varsa hepsini duymak mümkün.“Burası bu kadar güzelse ve bu kadar etkileyebiliyorsa insanı, kim bilir yayla denilen yer ne kadar etkileyicidir!”diyorum kendi kendime. Bene böyle düşünürken kalabalık yürüyüş grubu harekete geçiyor. Patikalarda yürümeye alışmış grup üyeleri sanki keçiyolunda değil de asfaltta ilerliyor. Kiminin yaşı ile çevikliğini bir türlü bağdaştıramıyorum. Grubun yürüyüşlerine sürekli katılan kimi elli kimi altmış yaşındaki üyeler on altı on yedi yaşındaki gençlerin çevikliğine ve enerjisine sahip. Diğer taraftan yeni katılımcıların bir kısmı altmış yaşındaymış gibi ilerliyor! Bu sezon ben de epey bir yürüyüşe katıldığım için artık tecrübeli sayılırım. Ancak tecrübem sadece yürüyüşle sınırlı. Çünkü Turgutlulu olup bu yerleri bu güne kadar görmemiş olmam eksikliğimi, tecrübesizliğimi net olarak ortaya çıkarıyor.Tabiî ki bu konuda yalnız değilim. Yeni katılan bazı arkadaşların hayret verici bakışlarından onların da benimle aynı dertten muzdarip olduğunu anlıyorum. Evet, onlar da benim gibi yanı başlarındaki güzellikleri çok geç fark edenlerden.
Turdak Başkanı Celalettin Ölgün yeni güzergâhlardan ilerletiyor bizi. Sürekli söylediği “Ya ol bul, ya yol aç! Hiçbirini yapamıyorsan yoldan çekil!” sözü adeta grubun parolası olmuş. Bu şekilde ilerleyerek Gücükburun mevkiini aşıyoruz. Kısa mola sonrasında Küçükovacık Deresi’ne ulaşıyoruz. Sular gürül gürül akıyor. Bundan sonrası artık Büyük Ovacık Yaylası. Biraz daha ilerleyince yayla bütün ihtişamıyla karşımıza çıkıyor. Gözünüzün alabildiği yer düzlük. Pek çok yürüyüşümüzde karşılaştığımız yılkı atların yerini burada yılkı inekler almış. Onlar da ağzının tadını biliyor! Doya doya yaşıyoruz bu anı. Ancak bu tatlı dakikalar bitiyor. Yürüyüş devam etmeli. Hedefte Ayvaz deresi üzerine kurulmuş balık çiftliği var. Kuşlarbaşı-Bakacak istikametinden ilerleyerek ve Çobandede tepesini aşarak çiftliğe ulaşıyoruz. Yürüyüşümüzün son noktasındayız artık. Aracımız bizi bekliyor. Yorgun bedenlerimizin dinlenmeye ihtiyacı var. Beklentimiz yolculuk sonrasına kalıyor. Bu şekilde Turgutlu’muza ulaşıyoruz…
Yılkı atlarını özgürlüğe koşmasını,
Bal arısının çiçek çiçek dolaşmasını
Derelerin azgın azgın çoşmasını
Bir kez olsun gördün mü?
İzzet KÖKEN - TURDAK
Yorumlar
Kalan Karakter: