Adenoviral Göz Enfeksiyonu nedir?
Egeumut Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Kemal Kaplan, Adenoviral Göz Enfeksiyonu hakkında gazetemizi bilgilendirdi:
“Adenoviral keratokonjonktivit konjonktiva ve korneanın iltihabı ile seyreden son derece bulaşıcı bir göz rahatsızlığıdır. Konjonktiva iltihaplarında en sık rastlanan klinik bulgu; Konjonktival kanlanma artışıdır. Subkonjonktival hemoraji denilen konjonktiva altı kan toplanması, kanlanmadan farklı olup, genellikle belli bir alanda sınırlı olan kanamalardır. En sık nedenleri, travma, hipertansiyon gibi hastalıklar olup ,kronik öksürük gibi uzun süreli ıkınmaya neden olan durumlar ve viral (özellikle adenoviral) konjonktivitlerde de sık görülmektedir. Kemozis konjonktiva ödemidir ve allerjik veya enfeksiyöz adenoviral konjonktiva hastalıklarının bir bulgusu olabilmektedir. Sekresyonlar, dilate kan damarlarından sızan sıvılardır ve konjonktival enflamasyonlarda en sık karşılaşılan bulgulardandır. Lenfadenopati (lenf bezi şişmesi) de adenoviral enfeksiyonların bir bulgusu olup, genelde kulak önü bölgede oluşmaktadır.
Adenovirüs, göz ve solunum sistemini etkileyebilen bir virüs grubuna verilen addır. Doğada en az 45 tür adenovirüsün bulunduğu, ancak bunlardan yaklaşık 33 tanesinin insan vücudunda iltihap meydana getirebileceği bilinmektedir. Yaklaşık 10 serotipin göz enfeksiyonu yaptığı belirlenmiştir. Ateş, baş ağrısı, konjonktivit, burunda akıntı, boğaz ağrısı ve boğazdaki lenf düğümlerinde şişme görülür. İshal ve karın ağrısına da rastlanabilir. Bazen vücutta döküntüler bile görülebilir. Ancak, hastalık ağır olmayıp, bütün bu belirtiler 1 ile 10 gün arasında kaybolur. Ergin kişilerde ateş ve boğaz ağrısı olmaz; sadece konjonktivit görülür.
Adenoviral Keratokonjonktivit: İki farklı klinik tablo ile karakterizedir. Her ikisi de iki hafta boyunca çok bulaşıcıdır ve epidemiler yapabilir. Hasta ani başlayan sulanma, kızarıklık, ışığa duyarlılık gibi şikayetlerle başvurur. %60’ında her iki göz birden etkilenmiştir. Muayenede kapak ödemi, kulak önü lenf bezi şişliği, subkonjonktival hemoraji ve kemozis görülebilir. Keratit (korneanın iltihabı) gelişmişse, korneada diffüz punktat subepitelyal beyaz odaklar şeklinde görülür. Bu odakların adenoviruse karşı oluşan immünolojik reaksiyona bağlı oluştuğu düşünülmektedir. Gözde sıklıkla 2 çeşit enfeksiyona yol açar.
1. Epidemik Keratokonjonktivit: Sistemik bulgu genellikle olmaz. Kuluçka devri 5-14 gündür. Elden ele, gözden göze bulaşabilir. Yüzme havuzları bulaştırıcıdır. Çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonu bulguları görülür. Genelde tek taraflı başlar, 2. Hafta civarında diğer göze geçer. Konjonktivada ani başlangıçlı sulanma, gözde pembe kırmızı kızarıklık, ışığa duyarlılık, kapak ödemi,konjonktiva ödemi, subkonjonktival kanamlar ve ciddi vakalarda yalancı membranlar gözlenir. Kulak önünde ağrılı lenf bezi şişmesi de ayrıca görülebilir Keratit olguların %80’inde gelişmektedir.Noktasal epitelyal keratit 2 hafta sonrasında da bunların %50 sinde subepitelyal opasiteler gelişebilir ve görmede azalmaya yol açabilir.
2. Faringokonjonktival Ateş: Çoğunlukla çocukları ve gençleri etkilemektedir ve üst solunum yolu enfeksiyonu ile birliktedir. Damlacık yoluyla ve yüzme havuzundan bulaşır. Kuluçka dönemi 2-14 gündür. Konjonktivit ortaya çıkmadan önce üst solunum yolu enfeksiyonu bulguları kaybolur. Semptom ve bulgular epidemik konjonktivit gibi ama kornea tutulumu daha seyrektir. Olguların %30’unda keratit gelişmektedir. Kornea tutulumu sadece epitel düzeyinde ve iz bırakmadan iyileşir.
Tedavi ve Korunma:
Bir hastalığın adenovirüsler tarafından meydana getirildiğini saptamak tedaviyi fazla etkilemez. Çünkü antibiyotikler hastalığın iyileşme sürecini etkilemezler. Ancak, bazen bu virüsün bir organda meydana getirdiği değişmeler, o organa bir başka bakterinin daha kolay yerleşip bir ikincil iltihap meydana getirmesine yol açabilir. Bu durumlarda antibiyotik kullanarak ikincil iltihaplanma giderilir. Göz enfeksiyonu 2 ile 4 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Bazen daha uzun da sürebilir. Özgün tedavisi yoktur. Soğuk kompresyon, suni gözyaşları, sistemik analjezikler şikayetleri azaltmak için verilir. İltihaplanmayı baskılamak için çok şiddetli olgularda göz hekiminin kontrolünde topikal steroidler tedaviye eklenebilir. Tedavi tatmin edici değildir. Hastanın kendi bağışıklık sisteminin verdiği hızlı cevap hastalık döneminin kısa atlatılmasında önemlidir. Korneadaki lezyonlar aylarca hatta yıllarca kalabilir hastalığın atlatıldığı ilk birkaç aylık dönemde korneada refraktif değişiklikler olacağı için hastaların gözlük numaraları değişebilir.
Adenoviral göz enfeksiyonun tedavisinden daha önemli olan nokta salgın yapmasını engellemek için alınan önlemlerdir. Hastadan diğer bir hastaya geçerken hekimin elini yıkaması ve adenoviral göz enfeksiyonu olan hastanın muayene edildiği cihazın dezenfekte edilmesi salgını önlemede çok etkilidir. Ancak bundan daha etkili olan önlem topluma yönelik salgını önlemede hastaya düşmektedir. Hastalar ellerini yeterli bir zaman ayırarak su ve sabunla yıkamalı, aynı ortamda yaşadığı kişilerle odasını ve ortak kullanım eşyasını (el ve yüz havlusu gibi) ayırmalı, bulunduğu kapalı ortamları sık sık havalandırmalı, tokalaşma ile yüz yüze öpüşme gibi davranışlardan kaçınmalıdır.” Haber Merkezi
Yorumlar
Kalan Karakter: