Muradiye Mahallesi sakinlerinden Duygulu, 1936'da annesini, 1941'de babasını yitirdi. Çocuk yaşta öksüz ve yetim kalan Duygulu, yakınlarının ve çevresinin desteğiyle o dönemki köy enstitülerinde öğrenimini tamamladıktan sonra 46 yaşına kadar öğretmenlik yaptı.
Duygulu, 46 yaşında emekli olduktan sonra babasından ve eşinin ailesinden miras kalan bağlarda üzüm üretmeye karar verdi. Manisa'da yarım asra yakındır kuru üzüm üreten Duygulu, bu sayede 5 çocuğunu okuttu; Duygulu'nun çocuklarından biri doktor, ikisi öğretmen, biri akademisyen ve biri de muhasebeci oldu.
Üzüm bağının tüm işleriyle ilgilenen Duygulu, azmiyle genç çiftçilere örnek oluyor.
"toprak emeğe saygısızlık yapmaz, hakkını verir"
Naci Duygulu, emekli olduktan sonra Şehzadeler ilçesine bağlı Güzelköy Mahallesi yakınlarındaki bağ evine yerleştiğini, vaktinin büyük çoğunluğunu burada geçirdiğini söyledi.
Çocuklarının hepsinin üniversite mezunu olduğunu anlatan Duygulu, "Hepsinin tahsili benden yüksek. Evlatlarım üniversitede okudular, iş sahibi oldular, düğünlerini yaptım. Bu toprak sayesinde hepsini okuttum. Toprağı işlersen toprak emeğe saygısızlık yapmaz, hakkını verir." dedi.
Yaşı ilerlediği için eskisi gibi bağ evinde uzun süre kalamadığını ancak topraktan da kopamadığını dile getiren Duygulu, "Çocuklarım buraya getirirlerse, burada dünyanın en mutlu insanı olurum. 2 gündür buradayım, toparlandım. Çocuklarım da burada; onlara da öğrettim her şeyi, her şeyi yapıyorlar. Bağın her işini biliyorum. Budaması, sürmesi, ilaç atmasını, üzüm sermesini biliyorum. Beni bu yaşta halen çalışırken görenler yaşımı duyduğunda inanamıyor. Gerçek yaşı söyleyince nasıl yaşadın bu kadar diye soruyorlar. Ben de yaptığın işi zevk alarak yapacaksın diyorum." diye konuştu.